Beyni olmayan, denizlerde bir sağa bir sola süzülen denizanalarının, insanlarınkinden çok uzak bir dünyası olduğunu düşünmek kolay olabilir. Ancak bilim insanları bu jölemsi yaratıkların, geçmiş deneyimlerden öğrenme konusundaki inanılmaz yetenekleri ile bize sandığımızdan daha fazla benzediğini öne sürüyorlar.
Son araştırmaya göre, minicik bir canlı olan Karayip kutu denizanası, mangrov habitatlarında gezinirken engelleri tanımasını sağlayan karmaşık bir görsel sisteme sahiptir ve bu sistemde 24 göz bulunur. Kopenhag Üniversitesi tarafından açıklanan bu dönüm noktası niteliğindeki keşif, hayvanların karmaşık düşünceleri işleyebilmesi için merkezi beyinlerin şart olduğu yönündeki önceki görüşlere meydan okuyor.
Doçent Anders Garm,
“Bu hayvanların bu kadar hızlı öğrenmesi şaşırtıcı; gelişmiş hayvanlarla hemen hemen aynı hızda gibi görünüyorlar,” diyor.
“En basit sinir sistemi bile ileri düzeyde öğrenme kapasitesine sahip gibi görünüyor. Bu, evrimsel sinir sisteminin doğuşunda ortaya çıkan son derece temel bir hücresel mekanizma olabilir.”
Denizanası 7,5 dakikada olayı çözdü
Karayip kutu denizanası (tripedalia cystophora) sıcak, tropik sularda yaşayan küçük bir canlıdır. Birçok kutu denizanası türünün sokması insanlar için ölümcül olsa da Karayipler’deki bu tür sadece birkaç gün boyunca acıya neden olabiliyor.
Current Biology’de yayınlanan son araştırmanın bir parçası olarak uzmanlar, denizanalarının ‘‘çağrışımsal öğrenme’’ yaşayıp yaşamadığını araştırdılar. Çağrışımsal öğrenme, organizmaların zihinsel bağlantılar ve duyusal uyarımlar oluşturarak yeni şeyler öğrendiği süreci ifade etmekte. Buna insan hayatından bir örnek vermek gerekirse, sobaya dokunarak elini yakan bir çocuğun sıcak sobaların tehlikeli ve dokunması acı verici olduğunu öğrenmesi sayılabilir.
Denizanalarının bilişsel kapasitesini test etmek amacıyla yapılan bu deneyde, araştırmacılar denizanalarının doğal davranışlarını gözlemlemek ve bu davranışları zaman içinde nasıl değiştirdiklerini anlamak istediler. Deney, bir Karayip kutu denizanasının doğal ortamını taklit eden yuvarlak bir tank kullanılarak gerçekleştirildi. Bu tank gri ve beyaz şeritlerle süslenmişti ve gri şeritler, denizanasının bakış açısından uzaktaki mangrov köklerini temsil ediyordu.
Başlangıçta denizanası, bu gri şeritlere sürekli olarak çarpıyordu. Ancak ilginç bir şekilde, denizanası bu davranışını yaklaşık 7,5 dakika sonra değiştirmeye başladı. Bu süre zarfında, denizanası duvara olan ortalama mesafesini yaklaşık yüzde 50 oranında artırdı ve duvarla temasını yarı yarıya azalttı. Bu davranış değişikliği, denizanasının çevresel uyaranlara hızla uyum sağlayabilen bir organizma olduğunu gösteriyor. Denizanası, çevresel koşulların değişikliklerine hızla uyum sağlayarak doğal yaşam alanında hayatta kalmayı başarabilen bir canlı türüdür. Bu deney, denizanalarının bilişsel kapasitesini ve öğrenme yeteneklerini anlamamıza yardımcı olabilir.
Karmaşık yapıları anlamak istiyorsanız, olabildiğince basit bir noktadan başlamak en iyisidir.’’
Bilim insanları, bu öğrenme benzeri sürecin, denizanasının görsel duyu merkezi olan ‘rhopalia’ aracılığıyla gerçekleştiğine inanmaktadır. Bu özel yapılar, denizanasının engellerden kaçarken titreşim hareketini kontrol etmesine yardımcı olur. Araştırmacılar, bu keşif ışığında denizanalarının zihinsel süreçlerini daha iyi anlamak ve anı oluşturma yeteneklerini keşfetmek için çalışmaktadır. Profesör Garm, “Karmaşık yapıları anlamak istiyorsanız, olabildiğince basit bir noktadan başlamak en iyisidir” demektedir
.
“Denizanalarındaki bu nispeten basit sinir sistemlerini inceleyerek, onların tüm ayrıntılarını ve davranışlarını nasıl gerçekleştirdiklerini anlama şansımız çok daha yüksektir.”
Ne düşünüyorsunuz?
Fikrini bilmek güzel. Yorum bırakın.