Aşı Takviyesi Zamanı Artık Kan Testiyle Belirlenecek !
Yeni yapılan bir araştırma, bir gün basit bir kan testiyle hangi aşıların ne kadar süreyle koruma sağlayacağını tahmin edebileceğimizi gösteriyor. Bu test, bağışıklığın ne kadar süre dayanacağını ve aşı takviyesinin ne zaman yapılması gerektiğini belirlemede yardımcı olabilir.
Aşılar, son yüz yılın en büyük tıbbi başarılarından biri olarak kabul ediliyor ve milyonlarca hayatı kurtarmıştır. Çiçek hastalığının ortadan kaldırılması, COVID-19 pandemisinin aşılarla kontrol altına alınması ve HPV aşılarının servikal kanser oranlarını düşürmesi, aşıların insanlık tarihindeki önemli rollerine örnektir. Ancak, aşıların etkinlik süreleri birbirinden farklıdır. Bazı aşılar tek bir dozla uzun yıllar süren koruma sağlarken, diğerleri her yıl tekrarlanmak zorundadır. Peki, neden?
Bazı aşılar uzun süreli bağışıklık sağlar, bazılarının ise düzenli aralıklarla tekrarı gereklidir. Aşıların sağladığı bağışıklık süresini belirlemek, aşı biliminde en büyük gizemlerden biri olmuştur.
Geçtiğimiz yıl, mikrobiyoloji ve immünoloji profesörü ve ekibi, aşıların verdiği erken bağışıklık yanıtlarını inceleyen bir araştırma yapmıştı. Bu araştırma, hangi kişilerin aşı sonrasında güçlü bir bağışıklık yanıtı vereceğini belirlemeye yardımcı olmuştu. Ancak, bir sonraki adım, bu yanıtların ne kadar süreyle etkili olacağını tahmin etmekti.
Ekip, son araştırmalarında, bağışıklığın süresini tahmin etmeye yönelik önemli bir buluşa imza attı. H5N1 kuş gribi aşısını kullanarak yapılan bu çalışmada, 50 sağlıklı kişi üzerinde deneyler yapıldı. Katılımcılara, adjuvan adı verilen bağışıklık sistemini güçlendiren bir bileşen eklenmiş veya eklenmemiş kuş gribi aşısı uygulandı.
Aşı uygulandıktan sonra, gönüllülerden 100 gün boyunca kan örnekleri alındı ve bu örnekler detaylı şekilde analiz edildi. Araştırma ekibi, kan hücrelerinde bulunan platelet adı verilen hücrelerden elde edilen küçük RNA parçacıklarıyla, bağışıklık yanıtının ne kadar güçlü olacağına dair bir moleküler imza keşfetti. Bu imza, bağışıklık yanıtının uzun süreli olup olmayacağını tahmin etmede önemli bir göstergedir.
Profesör, bu bulguyu şu şekilde açıklıyor: “Plateletler, kemik iliğinde bulunan megakaryosit hücrelerinin durumunu yansıtan bir göstergedir. Megakaryositler bağışıklık sisteminde önemli bir rol oynasa da, bunları incelemek zordur. Ancak plateletler, bu hücrelerin işleyişi hakkında bize bilgi verir.”
Keşiflerini daha da test etmek amacıyla ekip, fareler üzerinde de aynı deneyi uyguladı. Farelere, platelets üretimini artıran trombopoietin adlı bir ilaç verildi. Bu farelerde, grip antikoru üretiminin daha yüksek olduğu gözlemlendi.
H5N1 dışında, ekip daha önce farklı aşıları olan 244 kişiden elde ettikleri verileri birleştirdi. Bu aşılar arasında mevsimsel grip, sarı humma ve COVID-19 aşıları da bulunuyordu. Aynı moleküler imza, tüm bu aşıların uzun süreli bağışıklık sağladığını gösterdi. Bu da araştırma ekibine, buldukları moleküler imzanın, farklı aşılar için evrensel bir gösterge olabileceği fikrini verdi.
Profesör, gelecekte bu moleküler imzayı daha ileriye taşıyabileceklerini belirtti. “Aşı olduktan birkaç gün sonra, kan örneğindeki gen ekspresyon seviyelerini ölçen basit bir PCR testi – yani bir aşı çipi – geliştirebiliriz. Bu test, kimin ne zaman takviye aşıya ihtiyaç duyacağını tespit etmeye yardımcı olabilir” dedi.
Bu test, aynı zamanda aşı geliştirilmesini daha verimli hale getirebilir. Aşıların etkinliğini test etmek için klinik denemelerde aylarca ya da yıllarca katılımcı izlemek yerine, hangi aday aşıların daha uzun süreli koruma sağlayacağını hızlı bir şekilde belirlemek mümkün olabilir. Ancak bu aşamaya gelmeden önce yapılması gereken çok iş var. Yine de bu keşif, aşılar ve bağışıklık üzerine yeni ve heyecan verici bir dönemin kapılarını aralıyor.
Ne düşünüyorsunuz?
Fikrini bilmek güzel. Yorum bırakın.