Görünenden Fazlası Var: Manav reyonlarındaki sebze ve meyveler eskisi kadar besleyici mi?
Meyve ve Sebzeler Eskisi Kadar Besleyici Değil
Günümüzde tükettiğimiz meyve ve sebzelerin, 70 yıl öncesine kıyasla daha az vitamin ve mineral içerdiğini gösteren birçok bilimsel kanıt var. Bu durum, insanların sağlığını riske atabilecek ciddi bir sorun olarak görülüyor.
Market raflarında rengârenk meyve ve sebzeleri incelerken, bu ürünlerin besin değerlerinin zaman içinde azaldığını fark etmeyebilirsiniz. Ancak yapılan araştırmalar, günümüzde yetiştirilen meyve, sebze ve tahılların protein, kalsiyum, fosfor, demir, riboflavin ve C vitamini bakımından geçmişe göre daha fakir olduğunu ortaya koyuyor. 2024 yılında yayımlanan bir bilimsel inceleme, bu düşüşü “alarm verici” olarak nitelendirerek, bunun gelecekteki nesillerin sağlığı açısından en büyük zorluklardan biri olduğunu belirtiyor.
Özellikle bitki bazlı beslenmeye yönelim arttıkça, bu durum daha da önemli hale geliyor. Çünkü besin değeri azalan gıdalar, kronik hastalıklara karşı vücudun doğal savunma mekanizmasını zayıflatıyor ve beslenmenin hastalıklara karşı koruyucu gücünü azaltıyor.
Modern Tarım Yöntemleri ve Besin Kaybı
Bilim insanlarına göre bu sorunun temelinde, tarımsal üretimi artırmayı hedefleyen modern tarım uygulamaları yatıyor. Sulama, gübreleme ve hasat yöntemleri, topraktaki besin maddeleri ile bitkiler arasındaki doğal etkileşimi bozarak, bitkilerin topraktan yeterince besin almasını engelliyor. Ayrıca, iklim değişikliği ve atmosferdeki karbondioksit seviyelerinin artması da sebze, meyve ve tahılların besin değerlerini düşürüyor.
Bu besin kaybına dikkat çeken en büyük bilimsel çalışmalardan biri 2004 yılında yayımlandı. Araştırmacılar, 1950 ve 1999 yılları arasında tarımsal ürünlerdeki 13 farklı besin değerini inceledi. 43 farklı sebze ve meyvede protein, kalsiyum ve fosfor gibi temel besin öğelerinde düşüşler tespit edildi. Ayrıca demir, riboflavin ve bağışıklık sistemi için kritik öneme sahip C vitamini seviyelerinde de ciddi azalmalar gözlemlendi.
Besin değerlerindeki azalma, ürüne ve besin öğesine bağlı olarak değişmekle birlikte, protein oranında %6, riboflavinde %38’e kadar düşüşler tespit edildi. Özellikle brokoli, kara lahana ve hardal yeşilliğinde kalsiyum seviyeleri önemli ölçüde azalırken, pazı, salatalık ve şalgam yapraklarında demir oranı belirgin şekilde düştü. Kuşkonmaz, hardal yeşilliği ve şalgam yapraklarında ise C vitamini kaybı yaşandı.
Benzer sonuçlar farklı yıllarda yapılan araştırmalarda da doğrulandı. Örneğin, 2022’de yayımlanan bir çalışma, Avustralya’da yetiştirilen sebzelerde demir seviyelerinin %30 ila %50 oranında azaldığını gösterdi. Özellikle tatlı mısır, kırmızı patates, karnabahar, yeşil fasulye, yeşil bezelye ve nohutta bu düşüşler dikkat çekti.
Tahıllarda da benzer bir tablo söz konusu. 2020 yılında yayımlanan bir araştırmada, 1955 ve 2016 yılları arasında buğdayın protein içeriğinin %23 azaldığı ve manganez, demir, çinko ve magnezyum seviyelerinin de düştüğü belirlendi.
Besin değerlerindeki düşüş, sadece bitkisel gıdaları tüketenleri değil, hayvansal gıdalar tüketenleri de etkiliyor. Çünkü besin değeri düşük bitkilerle beslenen hayvanların et, süt ve yumurta gibi ürünlerinde de aynı düşüş yaşanıyor.
Besin Kaybının Temel Nedenleri
Bu besin kaybının birçok nedeni var. Öncelikle modern tarım teknikleri, mahsul verimini artırırken, bitkilerin topraktan yeterince besin almasını zorlaştırıyor.
Tarım alanlarında yüksek verim elde edebilmek için kullanılan yöntemler, bitkilerin büyümesini hızlandırıyor ancak bu süreçte topraktaki besin maddeleri yeterince emilemiyor. Ayrıca, daha fazla ürün elde etmek için uygulanan teknikler, birim başına düşen besin miktarını azaltıyor.
Bunun yanı sıra, yüksek verimli tarım yöntemleri toprağı yoruyor ve bitkilerin sağlıklı gelişimi için gerekli olan faydalı mantarlarla olan ilişkilerini zayıflatıyor.
Artan karbondioksit seviyeleri de bu sürece katkıda bulunuyor. Bitkiler fotosentez sırasında atmosferden karbondioksit alır, ancak yüksek CO₂ seviyelerine maruz kalan buğday, pirinç, arpa ve patates gibi bitkiler, karbon ağırlıklı bileşikler üretir. Bu da karbonhidrat oranının artmasına, ancak diğer besin öğelerinin azalmasına neden olur.
Etiketlendi:
- bilim
Ne düşünüyorsunuz?
Fikrini bilmek güzel. Yorum bırakın.