Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya’dan gelen bilim insanları, yürüttükleri deneylerde genç ve yaşlı farelerin dolaşım sistemlerini birleştirerek yaşlı farelerde hücresel yaşlanmanın yavaşladığını gösterdi. Bu bulgular, genç memelilerin kanında bulunan bileşenlerin yaşlanma karşıtı potansiyeli taşıdığına dair umutları artırıyor. Ancak, insanlarla fareler arasındaki biyolojik farklılıklar nedeniyle bu yöntemin insan yaşlanmasına etkisi hala belirsizliğini koruyor.Araştırmacılar, genç ve yaşlı farelerin dolaşım sistemlerini 12 hafta boyunca birleştirerek gerçekleştirdikleri deneylerde yaşlı farelerde hücresel yaşlanmanın yavaşladığını tespit etti. Bu etki sonucunda yaşlı farelerin yaşam sürelerinin yüzde 10’a kadar uzadığı gözlendi.

Bu çalışma, daha önceki araştırmaların genç memelilerin kanında bulunan belirli bileşenlerin yaşlanma karşıtı özelliklere sahip olabileceğini göstermesini destekliyor. Ancak, tam kan transfüzyonunun insan yaşlanmasına etkisi konusunda hala belirsizlikler bulunuyor. Fareler ve insanlar arasındaki biyolojik farklılıklar göz önünde bulundurulduğunda, farelerdeki sonuçların insanlar için doğrudan geçerli olup olmadığı belirsizliğini koruyor.Duke Üniversitesi hücre biyoloğu James White, bu araştırmayla ilgili olarak cevaplanmamış önemli sorular olduğuna dikkat çekiyor. Özellikle, yaşlanma karşıtı etkilerin arkasındaki mekanizmaların tam olarak anlaşılmadığını belirtiyor. Bu etkilerin nedeni proteinler mi yoksa metabolitler mi, ya da genç farelerin yeni hücreler mi sağladığı yoksa yaşlanmayı mı önlendiği gibi sorular hala yanıtlanmamış durumda.

Harvard Üniversitesi genetikçisi Bohan Zhang liderliğindeki bir ekip, farklı fare çiftlerinin dolaşım sistemlerini birbirine bağlayarak bu konuyu daha derinlemesine inceledi. Deney sonuçları, genç farelerin kanının yaşlı farelerde trikarboksilik asit gibi yaşlanmayı yavaşlatıcı bileşiklerin yüksek seviyelerini sergilediğini gösterdi. Bu durum, yaşlanmanın normalde engellediği kimyasal süreçlerin işaretçisi olarak kabul ediliyor.Araştırmacılar, bu bulguların daha uzun yaşam süresi, gelişmiş fizyolojik belirteçler ve hücresel protein sistemlerinin gençleşmesi gibi etkilerle uyumlu olduğunu vurguluyor. Ancak, bu etkilerin insan yaşlanmasına nasıl etki edeceği konusundaki soruların hala daha fazla çalışmayı gerektirdiğini belirtiyorlar.

Sonuç olarak, genç ve yaşlı farelerin dolaşım sistemlerini birleştirerek elde edilen bu sonuçlar, yaşlanma karşıtı potansiyelinin varlığına dair umutları artırmış olsa da, insan yaşlanması üzerindeki etkileri netleştirmek için daha fazla araştırmanın yapılması gerektiği anlaşılıyor.