Bir Amino Asit Tüketiminin Azaltılması, Orta Yaşlı Farelerde Ömrü %33’e Kadar Uzatabilir
Fareler üzerinde yapılan yeni bir araştırma, belirli bir esansiyel amino asidin sınırlı alımının yaşlanma etkilerini yavaşlatabileceğini ve farelerin ömrünü uzatabileceğini ortaya koydu. Bu bulgular, insanların yaşam süresini ve yaşam kalitesini artırmaya yönelik potansiyel bir yaklaşımı gündeme getiriyor.
İsoleisin, vücudumuzda proteinleri inşa etmek için kullanılan üç dallı zincirli amino asitten biridir. Vücudumuz, isoleisini kendisi üretemez, bu yüzden bu amino asidi yumurta, süt, soya proteini ve et gibi besinlerden almak zorundayız. İsoleisin, hayatta kalmamız için gereklidir ancak fazla tüketilmesi vücut sağlığı üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir. Daha önce yapılan bir araştırma, Wisconsin sakinleri arasında yüksek vücut kitle indeksine sahip kişilerin daha fazla isoleisin tükettiklerini ve bunun metabolik sağlık üzerinde etkiler yarattığını göstermişti.
Metabolizma araştırmacısı, yaptığı açıklamada, “Diyetin farklı bileşenlerinin sadece kalori sağlama işlevinin ötesinde başka etkilerinin olduğunu ve insanların fazla tüketiyor olabileceği bir bileşeni incelediğimizi” belirtti. 2023’te yapılan yeni araştırma, orta yaşta bir diyette yapılan değişikliğin bile, ömür ve sağlık süresi üzerinde büyük farklar yaratabileceğini gösteriyor.
Yapılan araştırmada, genetik olarak farklı farelere üç farklı diyet verildi. İlk grup, 20 yaygın amino asit içeren normal bir diyeti tüketti (kontrol grubu). İkinci grup, tüm amino asitlerin yaklaşık üçte ikisi azaltılmış bir diyetle beslenirken, üçüncü grup sadece isoleisin amino asidi kısıtlanmış şekilde beslendi. Araştırmanın başlangıcında, farelerin yaşı yaklaşık altı aydı; bu da bir insanın 30 yaşına denk geliyor. Fareler istedikleri kadar yiyebildiler, ancak sadece kendilerine verilen diyeti tükettikleri grupta kaldılar.
İsoleisin alımının sınırlanması, farelerin yaşam süresini ve sağlık süresini artırdı. Aynı zamanda, farelerin halsizliklerini azalttı, daha zayıf olmalarını sağladı ve glisemik kontrol (kan şekeri yönetimi) sağladı. Erkek farelerde, isoleisin alımının kısıtlandığı grupta ömür %33 oranında uzarken, dişi farelerde bu artış %7 oldu. Bu fareler, kas gücü, dayanıklılık, kan şekeri düzeyleri, kuyruk kullanımı ve saç dökülmesi gibi 26 farklı sağlık ölçümünde de daha iyi sonuçlar aldılar.
Araştırmanın bir başka önemli bulgusu ise, düşük isoleisinli diyetle beslenen farelerin diğer gruptakilerden çok daha fazla kalori tüketmelerine rağmen kilo almadıklarıydı. Aksine, daha fazla enerji harcadılar ve vücut ağırlıklarını daha zayıf tuttular, buna rağmen aktiviteleri değişmemişti.
Araştırmacılar, insanlarda da isoleisin alımının, diyetle veya farmasötik yöntemlerle sınırlanmasının benzer yaşlanma karşıtı etkiler yaratabileceğini düşünüyorlar. Ancak, farelerde yapılan bu araştırmanın insanlar üzerinde nasıl bir etki yaratacağı henüz kesin değil ve bu konuda daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyuluyor.
Diyetin karmaşık bir kimyasal süreç olduğu ve araştırmanın fareler üzerinde kontrol edilen koşullar altında yapılmış olmasına rağmen, sonuçların başka diyet bileşenlerinden de etkilenmiş olabileceği belirtiliyor. Örneğin, genel protein alımını sınırlamanın insan veya fare vücudu üzerinde zarar verici olabileceği unutulmamalıdır. Bu yüzden bu araştırmanın sonuçlarını gerçek dünyada insanlara uygulamak, sadece yüksek proteinli gıdaların alımını sınırlamaktan daha karmaşık bir süreçtir.
Araştırmacılar, fareler üzerinde yapılan bu çalışmaların henüz nihai sonuçlar vermediğini, ancak isoleisin kısıtlaması ile ilgili gelişmelerin insanlarda da potansiyel müdahalelere yol açabileceğini ve belki de ileride isoleisin engelleyen ilaçların geliştirilmesine zemin hazırlayabileceğini ifade ettiler.
Araştırmacı, “Herkesi düşük isoleisinli bir diyete geçirmek kolay bir çözüm değil. Ancak bu faydaları tek bir amino asite indirgemek, biyolojik süreçleri anlamaya daha yakın olduğumuzu gösteriyor,” dedi.
Bu bulgular, beslenme alışkanlıklarımızın sağlık ve yaşam süresi üzerindeki etkilerini daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir. Ancak, fareler üzerinde elde edilen bu sonuçların insanlar için geçerliliği konusunda yapılacak daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır. Gelişen bilimsel çalışmalar, gelecekte sağlıklı bir yaşam ve uzun ömür için yeni ve etkili stratejiler geliştirilmesine olanak tanıyabilir. Bu tür araştırmalar, insanların yaşam kalitesini artırmak adına büyük bir potansiyele sahip olabilir.
Ne düşünüyorsunuz?
Fikrini bilmek güzel. Yorum bırakın.