Yeni Araştırma, Bağırsak Hareketlerinin Sıklığının Uzun Vadeli Sağlığı Nasıl Etkilediğini Gösteriyor !
Yeni bir araştırma, dışkılama zamanlamamızın genel sağlığımızı etkileyebileceğini gösteriyor.
Bilim insanları, sağlıklı bir dışkılama rutininin sırlarını çözmeye başlıyor. Bu hafta yayınlanan yeni bir çalışmada, bir kişinin bağırsak hareketlerinin sıklığının uzun vadeli sağlığını etkileyebileceğine dair kanıtlar bulundu. Ayrıca, optimal dışkılama zamanlamasının günde bir ila iki tuvalet ziyareti olduğu ve daha fazla meyve ve sebze tüketmek gibi faktörlerin daha iyi dışkılama sıklığıyla ilişkili olduğu ortaya çıktı.
Çalışmanın Detayları ve Kapsamı:
Araştırmanın bazı yazarları, kişisel olarak da bu çalışmaya motive olmuşlar. Araştırmanın yazarları, Parkinson hastalığına sahip sevdiklerini kaybetmişler.
Parkinson hastalığı, bir kişinin bağımsız hareket etme yeteneğini yavaş yavaş elinden alan kronik bir nörolojik hastalıktır. Parkinson’un genetik ve çevresel faktörlerin karmaşık bir karışımından kaynaklandığı düşünülüyor ve bazı araştırmalar bağırsak sağlığımızın bu denklemin bir parçası olabileceğine işaret ediyor.
“Kronik hastalıklara sahip birçok insan, Parkinson ve kronik böbrek hastalığı da dahil olmak üzere, teşhis konulmadan yıllar önce kabızlık yaşadıklarını bildiriyor,” diyor araştırmacılar.
Bu potansiyel bağlantıyı daha iyi anlamak için, ekip, tüketici sağlığı şirketi müşterilerinden alınan verileri analiz etti. tüketici sağlığı şirketine kaydolmanın bir parçası olarak, müşteriler tıbbi geçmişleri ve mevcut sağlık durumları hakkında ayrıntılı bilgiler sağladılar, bağırsak mikrobiyomlarının bileşimi de dahil. Ekip, büyük sağlık sorunları bildirmeyen 1.400’den fazla kişinin verilerini inceledi.
Dışkılama Zamanlaması ve Sağlık Üzerindeki Etkileri:
Daha önceki çalışmalar, dışkılama zamanlamasının bağırsak mikrobiyomumuzu ve dolayısıyla sağlığımızı büyük ölçüde etkileyebileceğini öne sürmüştü. Örneğin, her şey düzgün bir şekilde aktığında, bağırsak bakterilerimiz yemeklerimizden aldığımız diyet lifiyle beslenir ve homeostazı korumak için önemli olan yan ürünler oluştururlar. Ancak kronik kabızlık yaşadığımızda, bakteriler liften yoksun kalır ve mevcut proteini tüketmeye başlar. Bu protein fermantasyonu, kan dolaşımımıza sızan toksik bileşikler üretir. Ekip, bu toksin birikiminin uzun vadede sağlığımıza zararlı olabileceğini teorileştiriyor. Kronik ishal ise bağırsaklarımızı daha asidik ve oksijen açısından zengin hale getirir, bu da bazı sağlıklı bağırsak bakterilerinin hayatta kalmasını zorlaştırır.
Araştırmacı, “Bu etkiler bir araya geldiğinde iltihaplanmayı artırır ve karaciğere bir yük bindirir. Safra asitlerinin daha hızlı kaybı nedeniyle, safra asitleri karaciğer tarafından üretilir. Şu anda bu şekilde düşünüyoruz,” dedi.
Araştırmanın Bulguları:
Ekip, insanların kanında bu toksik yan ürünleri aramaya başladığında, kısa sürede dışkılama için ideal bir sıklık olduğunu buldu. Günde bir veya iki kez dışkılayan gönüllüler, en düşük toksin seviyelerine sahip olma eğilimindeydi. Ayrıca daha az iltihap belirtileri ve genellikle daha iyi karaciğer sağlığı gösterdiler. Bu gözlemden yola çıkarak ekip, bu grubu diğer dışkılama sıklığı gruplarıyla karşılaştırmada temel aldı.
Sağlıklı hisseden insanlarda bile, ekip dışkılama zamanlamasının önemli olduğunu buldu. Düzenli olarak kabızlık yaşayanlar, bağırsak bakterilerinin ürettiği toksinlerin en yüksek seviyelerine sahip olma eğilimindeydiler ve bu kişilerde böbrek fonksiyonlarının kötü olduğunu gösteren bir toksin bulundu; ayrıca depresyon ve anksiyete belirtileri bildirme olasılıkları daha yüksekti. Düzenli olarak ishal olanlar ise daha fazla iltihap ve daha kötü karaciğer fonksiyonlarına sahip olma eğilimindeydiler.
Çalışmanın Önemi ve Gelecek Araştırmalar:
Sağlıklı görünen insanlarda bu toksinlerin keşfi, bağırsak hareketi sıklığındaki kronik bozulmaların ileride ciddi sağlık sorunları riskini artırabileceğini öne sürüyor. Ancak araştırmacılar, bunun doğrulanmasının daha fazla çalışma gerektireceği konusunda uyarıyor. Şimdilik, ekibinin çalışmasının düzenli olmanın önemini vurgulamasını umuyor. Çalışma ayrıca dışkılama konusunda endişe duyanlar için bazı cesaret verici bilgileri de içeriyor.
Örneğin, çalışmada daha fazla meyve ve sebze tükettiğini bildiren kişilerin daha iyi dışkılama zamanlamasına sahip oldukları bulundu. Ayrıca araştırmacılar, kabızlık ve ishal riskimizi azaltmanın bilinen başka yolları da olduğunu belirtiyor. “Sağlıklı bir bağırsak hareketi sıklığını diyetle (tam gıdalar, daha geniş bir çeşitlilikte ve bol miktarda bitki tüketmek, lif takviyesi almak), daha iyi hidrasyonla (bol su içmek) ve egzersizle (düzenli yürüyüşler, koşular, spor salonuna gitmek) sürdürebilirsiniz,” diyor.
Ekip, bağırsak mikrobiyomunun sağlığımızı nasıl etkilediğini incelemeye devam etmeyi planlıyor. Bu çalışma, nihayetinde, bağırsak mikrobiyomundaki belirli değişikliklerin sağlıklı yaşlanmayı teşvik edip kronik hastalık riskini azaltıp azaltamayacağını test eden gelecekteki klinik denemeleri içerecektir.
Etiketlendi:
- bilim
Ne düşünüyorsunuz?
Fikrini bilmek güzel. Yorum bırakın.