Van Gogh tablosu gerçek atmosfer fiziğini yansıtıyor !
Vincent van Gogh’un ünlü Yıldızlı Gece tablosu, şu anda ABD’nin New York kentindeki Modern Sanat Müzesi’nde sergilenmektedir. Bilim insanları, bu eser üzerinde yaptıkları araştırmalar sonucunda, tablonun gerçek atmosferik türbülansa oldukça benzer özellikler taşıdığını ortaya koymuşlardır.
Yıldızları görebilmek için genellikle açık bir havaya ihtiyaç duyulur. Ancak gökyüzünde yıldızları göremediğimizde bile, atmosferde karmaşık hava hareketlerinin mevcut olabileceğini unutmamak gerekir.
Yayımlanan bir makaleye göre, van Gogh’un bu ünlü tablosu oluştururken “sezgisel” bir anlayışa sahip olduğu ileri sürülüyor.
Yurt dışında bir ekip, Yıldızlı Gece tablosundaki fırça darbelerini inceleyerek, bunların gerçek atmosfer hareketleriyle ne kadar benzerlik gösterdiğini araştırmayı hedefledi. Bu tablo, daha önce de birçok atmosfer çalışmasının konusu olmuş; ancak bu çalışmalarda çelişkili sonuçlar elde edilmiştir. Araştırmacılar, tablodaki tüm girdap ve döngüleri inceleyen ilk ekip olduklarını belirtiyor.
Ekip, tablodaki 14 ana dalgayı analiz etti ve bu dalgaları atmosferdeki enerji ile türbülans akışlarıyla ilgili teorilerle karşılaştırdı. Araştırmacı, “Fırça darbelerinin ölçeği, çalışmamızda kritik bir rol oynamaktadır” dedi. “Yüksek çözünürlüklü dijital bir görüntü sayesinde, fırça darbelerinin tipik boyutlarını hassas bir şekilde ölçebildik ve bunları türbülans teorilerinden beklenen ölçeklerle karşılaştırdık” diye ekledi.
Araştırmacılar, van Gogh’un Yıldızlı Gece tablosundaki dönen fırça darbelerini ve bu darbelerdeki renklerin parlaklık varyanslarını inceleyerek, bu unsurların gerçek atmosfer fiziğiyle ne kadar örtüştüğünü araştırdılar. Tablodaki fırça darbeleri ile akışkan dinamikleri arasında birçok benzerlik bulundu. Bu durum, van Gogh’un bu kavramları sezgisel olarak anladığını gösteriyor.
Ekip, fırça darbelerinin boyutunun yanı sıra, tablodaki dalgaların kullandığı boya renklerinin “göreceli aydınlanmasını” da araştırdı. Bu incelemeler sonucunda, tablonun atmosfer hareketlerini ölçen Kolmogorov Yasası ile uyumlu olduğu belirlendi.
Parlaklık değişimlerinin, akışkanların daha küçük ölçeklerde nasıl difüze olduğunu açıklayan Batchelor ölçeklemesi adı verilen bir süreci yansıttığı görüldü. Araştırmacı, “Bu, doğal fenomenlere derin ve sezgisel bir anlayış sergiliyor” diyerek, “Van Gogh’un türbülansı doğru bir şekilde tasvir etmesi, bulutların ve atmosferin hareketlerini incelemesinden veya gökyüzünün dinamikliğini yakalama yeteneğinden kaynaklanıyor olabilir” şeklinde yorumladı.
Bu bulgular, sanat ile bilim arasındaki derin bağlantıyı bir kez daha gözler önüne seriyor. Van Gogh’un sanatındaki sezgisel anlayış, sadece bir ressamın yaratıcı sürecinin ötesine geçerek, doğanın karmaşık dinamiklerini yansıttığını gösteriyor. Yıldızlı Gece, izleyicilere hem estetik bir deneyim sunarken hem de atmosferin gizemlerini keşfetmeye yönelik ilham verici bir kapı aralıyor. Sanatın, doğa bilimleriyle olan ilişkisi, hem sanatseverler hem de bilim insanları için yeni sorular ve keşifler doğurmaya devam edecek.
Ne düşünüyorsunuz?
Fikrini bilmek güzel. Yorum bırakın.