Yeni Araştırma, Günlük Kahve Tüketiminin Oturmanın Sağlık Üzerindeki Etkilerini Dengelediğini Gösteriyor
Uzun süre ofis koltuğunda veya kanepede oturmak, sağlık açısından uzun vadede ciddi riskler taşıyabilir. Ancak düzenli olarak tüketilen kahve, bu zararlı yaşam tarzının olası etkilerini azaltabilir.
Yurt dışında yapılan bir araştırma, günlük kahve içenlerin, günde altı saatten fazla oturmanın olumsuz etkilerinden korunabileceğini gösteriyor. Çalışmada, bu kadar uzun süre oturan ve kahve tüketmeyenlerle karşılaştırıldığında, düzenli kahve içenlerin tüm nedenlere bağlı ölüm riskinin 13 yıl sonra %58 daha düşük olduğu bulundu.
Yurt dışında bir üniversitedeki araştırmacılar, kahvenin sağlık yararlarının uzun süreli oturmanın neden olduğu ölüm riskini nasıl dengeleyebileceğini değerlendiren ilk çalışma olduğunu belirtiyorlar. Yurt dışında ulusal olarak temsil edilen uzun vadeli sağlık verilerini analiz eden ekip, kahve tüketiminin, hareketsiz yaşam tarzları ile kardiyovasküler ( Kalp ve damar sağlığı ile ilgili olan her türlü hastalık veya durumu kapsar ) hastalıklardan ve tüm nedenlerden kaynaklanan ölüm arasındaki ilişkiyi neredeyse ortadan kaldırdığını ortaya koydu.
Bu sonuçlar oldukça dikkat çekici çünkü diğer çalışmalar, hatta düzenli egzersiz seanslarının bile uzun süreli oturmanın tip 2 diyabet, kalp hastalığı veya inme gibi sağlık sorunlarına karşı tam koruma sağlamayabileceğini gösteriyor. Çalışmada yer alan 10.639 katılımcının tamamı arasında, günde sekiz saatten fazla oturanların, dört saatten az oturanlara göre tüm nedenlere bağlı ölüm ve kardiyovasküler hastalıklardan ölüm riskinin arttığı gözlemlendi.
Önceki araştırmaları destekleyen bir diğer bulgu ise oturmanın zararlı etkilerinin, kahve tüketmeyen yetişkinler arasında daha belirgin olduğudur. Hareketsiz yaşam tarzına sahip olup kahve içen katılımcılar ise, ne kadar kahve tükettiklerine bağlı olarak kardiyovasküler hastalıklardan ölüm riskinde azalma yaşadılar. Günde iki buçuk fincandan fazla kahve içenlerin ise, altı saatten fazla oturan ancak kahve içmeyenlere göre tüm nedenlere bağlı ölüm riskinde daha düşük bir riskle karşılaştıkları gözlendi.
Kahvenin oturmanın ilişkili zararlarına karşı potansiyel koruyucu etkilerinin nedenlerine dair kesin bir açıklama yapılamamış olsa da, geniş veri setleriyle yapılan önceki çalışmalar, bu popüler içeceğin genel olarak daha uzun ve sağlıklı yaşamlarla ilişkilendirildiğini göstermiştir.
Kahvedeki kafeinin, tip 2 diyabet veya kardiyovasküler hastalık riskini azaltabileceği bilimsel olarak gösterilmiştir. Ayrıca kafeinsiz kahve de metabolizmayı artırabilir ve antioksidanlar açısından zengin olarak iltihaplanmayı azaltabilir. Bazı kahve bileşiklerinin ise Parkinson ( beyin hücrelerinin yavaş yavaş harap olması veya ölmesi sonucu ortaya çıkan kronik bir nörolojik hastalıktır ) gibi dejeneratif beyin hastalıklarından koruyucu etkiye sahip olabileceği düşünülmektedir.
Bu umut verici bulgular, kahvenin sağlık yararları hakkında daha fazla detaylı araştırma yapılmasını gerektirir, özellikle ideal tüketim miktarı gibi konuların daha iyi anlaşılması için.
Bu yılın başlarında yayımlanan bir çalışma, en az beş fincan kahve içen kolorektal kanser hastalarının, günde iki fincandan az içenlere göre hastalığın geri dönme olasılığının %32 daha düşük olduğunu bulmuştur. Ayrıca, aynı çalışma, günde üç ila beş fincan kahve tüketiminin, tüm nedenlere bağlı ölüm riskinde en büyük azalmayla ilişkili olduğunu ortaya koymuştur. Ancak beş fincandan sonra, bu faydaların azalmaya başladığı gözlemlenmiştir.
“Yurt dışındaki araştırmacılar, kahvenin karmaşık bir bileşik olduğunu göz önünde bulundurarak, bu mucize içeceği daha iyi anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu belirtiyorlar.”
Ne düşünüyorsunuz?
Fikrini bilmek güzel. Yorum bırakın.