Neden Hala Hidrojenle Çalışan Arabalara Sahip Değiliz? Elektrikli Araçların Öne Çıkmasının Sebebi Var !
Hidrojenli binek araçların temel teknolojisi hala dönüştürücü bir potansiyele sahip. Hidrojen yakıt hücreli araçlar, sadece bilim kurgu filmlerinde veya uzak araştırma projelerinde yer alan bir kavram değil. Toyota Mirai ve Hyundai Nexo gibi hidrojenle çalışan araçlar halihazırda mevcut durumda ve bu teknolojinin gelişimi, federal araştırma ve altyapı finansmanı sayesinde milyarlarca dolarlık bir destek alıyor. Peki, neden hidrojenli araçlar yurt dışında yollarda neredeyse yok? Neler oldu?
MIT Enerji Girişimi’nde kıdemli araştırma bilimcisi, bu sorunun yanıtının çok basit olduğunu belirtiyor: “Ekonomi.” Politika yapıcılar ve otomobil üreticileri, hidrojenin kimyasal enerjisini elektriğe dönüştürerek elektrik motorunu çalıştıran yakıt hücresini, bir zamanlar binek otomobillerin geleceği olarak görüyordu. Ancak bataryaların maliyetinin düşmesi ve mevcut bir yakıt altyapısının (elektrik şebekesi gibi) sağladığı avantajlar, batarya-elektrikli araçların öne çıkmasını sağladı.
Araştırmacılar “Bu durum sadece aracın maliyetinden ibaret değil,” diyor. Bu önemli bir nokta, çünkü Kaliforniya’da düşük millajlı hidrojenli araçlar büyük indirimlerle satılıyor.
Hidrojenli binek araçların batarya-elektrikli muadillerinden daha maliyetli olmasının sebepleri arasında yakıt altyapısının eksikliği, enerji dönüşüm verimsizlikleri ve pompadaki yakıt fiyatları yer alıyor. Hidrojenli araçlara büyük bir geçiş yapmak, devasa bir altyapı geliştirmeyi gerektiriyor. Enerji Bakanlığı’nın Alternatif Yakıtlar Veri Merkezi’ne göre, yurt dışında şu anda sadece yurt dışında bulunan 55 adet kamuya açık hidrojen yakıt ikmal istasyonu bulunurken, ülke genelinde 68.000’den fazla aktif elektrikli araç şarj istasyonu mevcut. yurt dışında bile, binek hidrojenli araçları yeniden yakıtlamak o kadar zor hale geldi ki, bu durum Temmuz ayında Toyota’ya karşı bir toplu davaya yol açtı.
Sürdürülebilir Sistemler ve MI Hidrojen’in eş direktörü, otomobil üreticilerinin hala Kaliforniya’da yeni hidrojenli binek araçlar piyasaya sürdüğünü sorguladı. Honda, 2021 yılında Yurt dışında ki iki hidrojenli binek aracını piyasadan çekti, ancak Toyota ve Hyundai, bu eyalette yeni hidrojenli binek araçlar üretmeye devam ediyor. Araştırmacını bu konudaki tereddütü, hidrojen yakıt hücreli araçlara olan ilginin binek araçlardan, orta ve ağır hizmet araçları ile havacılık gibi daha avantajlı uygulamalara kaydığını gösteriyor.
Araştırmacı, “Batarya-elektrikli araçlar, menzil veya yakıt ikmali süresi gibi sorunlarla karşılaştığında problem olabilir,” diyor. “Bu durumlarda hidrojen, uzun yol kamyonları gibi uygulamalarda devreye girebilir.” Demiryolu ve ticari kamyonlar gibi durumlarda ise, yakıt istasyonlarının dağılımının daha esnek olmasının avantajları var. “Yakıt tesislerinin yoğunluğuna ihtiyacınız yok; her köşede olmalarına gerek yok. Bu uygulamalar için hidrojenle karbonsuzlaştırma fırsatları bulunuyor,” diye ekliyor.
Hidrojenli Binek Araçlar İçin Gelecek Umutları
Araştırmacı, “Gelecek yıl veya muhtemelen önümüzdeki beş yılda değişiklik olmayacak, ancak hidrojenli araçlar için daha umut verici yollar var,” diyor. Eğer hidrojen, ağır hizmet taşımacılığı ve sanayi gibi diğer ekonomik alanlarda “çok daha büyük bir enerji kaynağı” haline gelirse, yakıt ve altyapı zorluklarının çözülmesi daha kolay olacak ve bu durum hidrojenli araçlar için olumlu yan etkiler ve sinerjiler sağlayabilir.
Araştırmacılar, hidrojenli araçların bazı bölgelerde ekonomik olarak daha cazip hale geldiğini belirtiyor. Örneğin, elektrik maliyetlerinin yüksek olduğu Yurt dışında hidrojenli araçların daha fazla tercih edildiği görülüyor. Ayrıca birçok otomobil üreticisi hala hidrojen yakıt hücreli binek araçlara yatırım yapmaya devam ediyor. BMW ve Toyota arasında yakın zamanda duyurulan bir işbirliği, bu durumu pekiştiriyor; iki firma, 2028’de BMW’nin hidrojen üretim aracının piyasaya çıkacağını açıkladı.
Yurt dışında hidrojenli binek araçların karşılaştığı mevcut zorluklar, Araştırmacılara göre bu teknolojinin bu özel uygulamasından “tamamen vazgeçmemizi” gerektirmiyor. “Gelecekte birçok nedenle buna ihtiyacımız olabilir,” diyor ve jeopolitik sorunları ile ham maddelere erişimdeki olası kesintileri belirterek hidrojenli araçların birden daha ekonomik hale gelebileceğini ifade ediyor.
Hidrojenle çalışan araçların geleceği, ekonomik faktörler ve altyapı sorunları nedeniyle belirsizlikler taşısa da, teknolojinin evrimi ve uluslararası iş birlikleri umut verici bir tablo sunuyor. Gelişen yakıt hücresi teknolojisi, sadece binek araçlarla sınırlı kalmayıp, ağır hizmet taşımacılığı ve diğer endüstrilerde de önemli fırsatlar yaratabilir. Gelecek yıllarda hidrojenin enerji ihtiyacındaki rolü artarsa, bu da hidrojenli araçların ekonomik anlamda daha cazip hale gelmesine yardımcı olabilir. Geçmişte yaşanan zorlukların üstesinden gelinmesi, sürdürülebilir ulaşımın sağlanmasına yönelik önemli bir adım olabilir. Bilim insanları ve otomobil üreticileri, bu alandaki araştırmalarını sürdürüyor; dolayısıyla hidrojenli araçların geleceği için gözlerimizi dört açmalıyız.
Etiketlendi:
- Teknoloji
Ne düşünüyorsunuz?
Fikrini bilmek güzel. Yorum bırakın.