Grace Hopper Kimdir?
Grace Brewster Murray, 9 Aralık 1906 tarihinde New York’ta zengin bir ailede dünyaya geldi. Büyükbabası, New York’ta yapı etütleri yaparken genç Grace’i yanında götürmeyi severdi ve inşaat mühendisiydi. Annesi bir matematikçi, babası ise sigorta yöneticisiydi. Grace, Vassar Üniversitesi’nden matematik ve fizik alanlarında diplomalar alarak mezun oldu, ardından Yale Üniversitesi’nde yüksek lisans eğitimine devam etti. 1934 yılında matematik doktorasını tamamladı. Evlendikten sonra, karşılaştırmalı edebiyat profesörü Vincent Hopper ile birlikte Vassar Üniversitesi’nde çalışmaya başladı. Ancak 1940 yılına geldiğinde Grace Hopper, sıkılmış hissediyordu. Çocuğu yoktu, evliliği heyecansızdı ve matematik öğretmenliği, umduğu kadar tatmin edici değildi. Bu nedenle matematikçi Richard Courant ile birlikte Vassar Üniversitesi’nden ara verip, New York Üniversitesi’nde kısmi diferansiyel denklemleri çözmeye odaklanmaya karar verdi.
Amerika’nın İkinci Dünya Savaşı’na katılması, onun hayatını kökten değiştirecek bir fırsat sunacaktı. Sonraki on sekiz ay içinde işini bıraktı ve eşinden ayrıldı. Ardından, 36 yaşında Amerikan Donanması’na katılmak için başvuruda bulundu. İlk başta fiziksel görünümü nedeniyle reddedildi, ancak sonunda gerekli izinleri alarak kabul edildi. İlk olarak Massachusetts’teki Smith College Donanma Okulu’na katıldı ve Haziran 1944’te sınıf birincisi olarak teğmen rütbesiyle mezun oldu.
Grace Hopper ve Donanma Hayatı
Başlangıçta kriptografi ve kod gruplarından birine atanmayı umuyordu, ancak kendisini Howard Aiken’ın 1937’de tasarladığı Mark 1 bilgisayar için çalışırken buldu. Mark 1’i etkili bir şekilde çalıştırmak için ciddi bir anlayışa ihtiyacı olduğunu fark ettiğinde, geceler boyunca taslakları incelemeye başladı. Onun gücü, gerçek dünya problemlerini matematiksel denklemlere dönüştürme yeteneği ve makineye anlayabileceği komutları verme yeteneğinden kaynaklanıyordu.
Sonuç olarak, bu çaba, Mark 1 bilgisayarının tarihini ve programlamayı anlatan beş yüz sayfalık bir kitaba dönüştü. İlk bölüm, Pascal, Leibniz ve Babbage gibi önceki hesap makinelerine vurgu yaparak bu makinelerin tarihini anlatıyordu. Ayrıca, Babbage’ın yapımı tamamlanmamış olan makineleri gibi, Aiken’ın Mark 1’i de delikli şeritlerle komutlar alıyor ve yeni talimatlar için programlanabiliyordu. Sonuç olarak, 1945’e gelindiğinde, büyük ölçüde Grace Hopper’ın katkılarıyla Harvard Mark 1 dünyanın en kolay programlanabilir bilgisayarı haline gelmişti.
Savaşın ardından Vassar Üniversitesi’nden tam profesörlük teklifi almasına rağmen, Hopper bunu reddetti. 1946’dan 1949’a kadar MARK II ve MARK III bilgisayarları üzerinde çalışmaya devam etti. Grace Hopper ve ekibi, öncü çalışmaları sırasında farkında olmadan yeni bir bilgisayar teriminin doğmasına da katkı sağlayacaklardı.
Günümüzde bilgisayar hatalarına “bug” (böcek) ve hataları giderme sürecine “debugging” (böcek temizleme) denir. Bu terimler, ekip MARK II bilgisayarının yaşadığı bir arıza sonucunda hayatımıza girdi. Sorun, elektromekanik rölelerden birine sıkışmış yaklaşık on santimlik bir güve türünden bir böcek nedeniyle ortaya çıkmıştı. Sonucunda arızanın giderilme süreci, aynı zamanda ilk gerçek “böcek temizleme” vakası olarak tarihe geçti.
Savaştan Sonraki Dönemde Grace Hopper
1949 yılında Hopper, Philadelphia’daki Eckert-Mauchly Computer Corporation’a katıldı. Kısa bir süre sonra bu şirket, ilk elektronik bilgisayar olan ENIAC’ı kuracaktı. Daha sonra ticari bir elektronik bilgisayar olan UNIVAC I’ı geliştirmeye başladılar ve Hopper bu çalışmalara öncülük etti. 1952 yılında, matematiksel kodu makine tarafından okunabilen koda çeviren ilk derleyici olan A-0’u geliştirdi. Bu, sonucunda modern programlama dillerinin oluşturulmasına önemli bir adım attı.
Hopper, bilgisayar programlarını semboller yerine kelimelerle yazma fikrine sahipti. Bu, bilgisayar bilimi, mühendislik veya matematik alanlarında eğitimi olmayan insanlar için daha erişilebilir bir yaklaşım sunacaktı. Sonuç olarak, matematiksel semboller yerine kelime tabanlı komutları kullanan ilk programlama dili olan FLOW-MATIC geliştirildi. Bu, FORTRAN veya MATH-MATIC gibi matematiksel semboller kullanan diğer programlama dillerinin aksine geldi. Zaman içinde bilgisayar dillerinin sayısı arttıkça, bir standart iş dili oluşturma ihtiyacı da arttı. 1959 yılında Hopper, Veri Sistemleri Dilleri Konferansı (CODASYL) için bir araya gelecek ve ortak bir iş dili geliştirme amacıyla bu konferansa katılacaktı. Sonuç olarak, COBOL adı verilen bir program geliştirildi ve bu dili “ortak iş dili” olarak tanımladılar. 1970’ler geldiğinde, COBOL dünya genelinde en yaygın kullanılan bilgisayar dillerinden biri haline geldi.
1986 yılında, 79 yaşında donanmadan emekli olduğunda Tuğamiral rütbesine sahipti. Aynı zamanda, hizmette bulunan en yaşlı subay unvanını taşıyordu. 1991 yılında, Ulusal Teknoloji Madalyası’na layık görüldü. 1 Ocak 1992 tarihinde, 85 yaşında Berkeley, Kaliforniya’da vefat etti. 2016 yılında, ölümünden sonra Cumhurbaşkanlığı Özgürlük Madalyası ile onurlandırıldı. Yaptığı öncü çalışmalarıyla hepimiz için ilham kaynağı oldu.
Ne düşünüyorsunuz?
Fikrini bilmek güzel. Yorum bırakın.