Ne zaman geliyor? Hangi türler hedefleniyor?
Başarı oranları ve maliyet hakkındaki meraklarınızı gidermek adına kişiye özel kanser aşılarıyla ilgili birçok önemli soruya odaklandık. Koronavirüsle mücadelede kullanılan mRNA temelli ilaçların başarısı, bilim dünyasına kanser tedavisi için umut verici bir perspektif sunuyor. Araştırmacılar, kanserin kökenine dair bilgi sınırlarını genişletirken, biyoteknoloji şirketleri bağışıklık sistemini kansere karşı harekete geçirme konusundaki deneyimlerini değerlendiriyor. Bu alandaki en heyecan verici gelişmelerden biri de kuşkusuz kanser aşıları.
Aşılar hangi tarihte kullanılabilir olacak?
Covid-19 aşılarıyla eş anlamlı hale gelmiş olan mRNA teknolojisi, Moderna, Pfizer ve BioNTech tarafından geliştirilmiştir. Ancak, bu teknolojinin odak noktası artık sadece Covid-19’a değil, aynı zamanda kanser tedavisine yönelmiştir. Son zamanlarda, Birleşik Krallık Ulusal Sağlık Servisi (NHS), BioNTech ile stratejik bir ortaklık kurarak mRNA tabanlı kanser aşılarının geliştirilmesini hızlandırmayı amaçlamaktadır.
Bu iş birliği kapsamında, uygun koşullara sahip kanser hastaları, 2023 sonbaharından itibaren klinik deneylere erken erişim imkanı bulabileceklerdir. Hedef, bu inovatif tedavinin 2030 yılına kadar yaklaşık 10 bin kanser hastası tarafından klinik düzeyde kullanılabilir hale gelmesidir.
Hangi teknoloji kullanılıyor?
Vaktizamanında BioNTech’in kurucuları Özlem Türeci ve Uğur Şahin’e, ‘mantıksız ve pratik olmayan’ bir teknolojinin tedarikçileri olarak şüpheyle yaklaşılmıştı. Şahin, o günleri gülerek anlatıyor:
“2012 yılında, yaklaşımımız hakkında ilk kez kamuya açık bir şekilde konuştuğumu hatırlıyorum ve bitirdikten sonra hiçbir soru gelmedi. Ardından bir ilaç şirketi yöneticisi yanıma geldi ve ‘Bu çok ilginç, ama asla işe yaramayacak. İşe yarsa bile asla uygun fiyatlı olmayacak’ dedi.
Ancak, Covid-19 ortaya çıktığında her şey değişti. mRNA teknolojisi, Sars-CoV-2 virüsüne karşı aşı geliştirmek için kullanıldı ve dünya genelinde milyarlarca insan tarafından benimsendi. Türeci ve Şahin, bir gecede ‘bilimin rock yıldızları’ haline geldi ve çoğu insanın hayalini kurduğu başarı hikayelerinin başrolünde yer aldı.
Şahin, Guardian’a verdiği demeçte, “Bizim için bu uzun bir yolculuktu” diyor ve ekliyor: “Başkalarının şüpheyle yaklaştığı bir projenin, dünyayı etkileyen bir pandemi sırasında nasıl kurtarıcı olabileceğini asla tahmin edemezdik:
Yirmi yıl önce insanlar bana şunu soruyordu: Neden mRNA üzerinde çalışıyorsunuz? Adeta çirkin ördek yavrusuydu ama 2020’de bir kuğu oldu.
mRNA aşısının HPV aşısından farkı ne?
Ancak, mRNA tabanlı kanser aşıları, geleneksel aşıların aksine tamamen farklı bir yaklaşım benimsemektedir. Odak noktası, sadece önleyici bir etki değil; aksine, hastanın bağışıklık sistemini destekleyen ve kişiye özel bir tedavi yöntemini içermektedir. Bu aşılar, hastanın benzersiz DNA mutasyonları setine göre uyarlanarak üretilmekte ve kansere karşı özel bir savunma mekanizması oluşturmayı amaçlamaktadır. Bu süreç, aşının hızlı bir şekilde üretilmesini ve hastaya özgü bir tedavi planının oluşturulmasını gerektirir, bu da zaman açısından kritik bir öneme sahiptir.
Aralık 2022’de, ABD’li biyoteknoloji firması Moderna, MSD ile ortaklaşa yürütülen bir klinik çalışmanın sonuçlarını duyurarak kanser araştırmalarında önemli bir adım attı. Bu çalışma, immünoterapi ile birleştirilen bir kanser aşısının, ileri melanom (cilt kanseri) hastalarında ameliyatla alınmış tümörlerin ardından uygulandığında önemli faydalar sağlayabileceğini göstermektedir. Faz II b çalışması, bir yıllık tedavinin ardından bu kombinasyonun kanserin nüks etme ve ölüm riskini yüzde 44 oranında azalttığını ortaya koymaktadır. Bu sonuçlar, kişiye özel kanser tedavilerinin gelecekteki potansiyelini vurgulayarak kanser araştırmalarında önemli bir ilerlemedir.
Hangi kanser türleri hedefleniyor?
Moderna ve MSD, ileri melanom için bir faz III denemesi başlatmayı planlıyor; BioNTech ise bu yılın sonlarında kendi melanom araştırmasının sonuçlarını açıklayacak. Moderna, BioNTech ve CureVac gibi sektördeki büyük oyuncular, yumurtalık, kolorektal, akciğer ve hatta pankreas gibi çeşitli kanser türlerini tedavi etmeyi hedefliyor.
Moderna’nın CEO’su Stéphane Bancel, Newsweek’e yaptığı açıklamada, şirketin yaklaşımının “bağışıklık sisteminin kanseri yenebileceğine dair derin bir inanca” dayandığını belirtiyor. Ona göre, bu inanç, sağlıklı bireylerde bağışıklık sisteminin kanser hücrelerini tümör haline gelmeden önce rutin olarak öldürmesine dayanmaktadır. Bancel, genetik imzaya dayalı tedaviler tasarlamanın, kanserin vücudun hangi bölümünde olduğunu temel alan geleneksel yaklaşıma göre daha mantıklı olduğunu ifade ediyor.
Başarı oranları hangi seviyede?
Geçtiğimiz Haziran ayında Moderna, 3. ve 4. evre melanom hastaları üzerinde yaptığı çalışmada aşıya olumlu yanıt veren hastaların yaklaşık yüzde 68 olduğunu bildirdi. Ancak, hastaların yüzde 32’sinde kanserin yayılmasının devam ettiği gözlendi. Moderna CEO’su Stéphane Bancel, “Aşının neden bazı insanlarda etkili olduğunu ve bazılarında işe yaramadığını henüz tam olarak anlamış değiliz. Bağışıklık sistemi hakkında hala çok şey bilinmiyor, ancak her geçen hafta bu konuda yeni makaleler ve görüşler ortaya çıkıyor” diyor.
Evet, kanser aşıları konusunda geleceğe dair umutlu bir hava var, ancak hala çözülmesi gereken önemli sorunlar bulunuyor. Bir kanser aşısı geliştirmek için hastanın tümöründen ve sağlıklı dokusundan örnekler almak, DNA ve RNA’yı sıralamak, kanserli ve sağlıklı hücreleri karşılaştırmak ve aşıda kullanılacak sorunlu mutasyonları belirlemek gerekiyor. Ancak, bu noktada karşılaşılan zorluk, hangi mutasyonların gerçekten kanseri tetiklediğini belirlemenin karmaşıklığıdır.
Kanser Araştırmaları Enstitüsü’nden Profesör Alan Melcher, “Tümör hücresindeki genomik yapı kaotiktir. Proteine dönüşmemesi gereken şeyler bile proteine dönüşebilir. Şu anda bilmediğimiz şey, hangi antijenlerin önemli olduğunu nasıl tahmin edeceğimizdir” diyor.
Pennsylvania Üniversitesi’nde yardımcı doçent olan Norbert Pardi ise bağışıklık sistemini uyarabilen ancak tümör üzerinde sınırlı etkiye sahip aşı denemeleri gördüğünü belirtiyor. “Bence aşmamız gereken en büyük zorluk bu” diyor. “Güçlü bir bağışıklık yanıtına rağmen neden her hastada aynı ölçüde fayda görülmüyor?”
Yapay zekâ nasıl bir faktör olacak?
Araştırmacılar, hastaların bağışıklık sistemlerinde etkili bir yanıt oluşturma olasılığını artırmak için yapay zekâ kullanmaktadır. Şirketler, algoritmalarını eğitmek için üniversitelerin tıp merkezleriyle işbirliği yaparak biyopsi örneklerine erişim sağlamaktadır. Bu örnekler üzerinde çalışılarak, hastanın bağışıklık sistemini uyararak güçlü yanıtlar gösterme olasılığı yüksek mutasyonları tespit etmeye ve ortadan kaldırmaya yönelik kişiye özgü aşılar geliştirilmektedir. Ancak, bilim insanları hala kanser aşılarının tümörlere karşı en etkili şekilde nasıl optimize edilebileceği konusunda çalışmalarına devam etmektedirler.
Kişiye özel olduğu için çok pahalı mı olacak?
Daha önce belirtildiği gibi, Moderna ve MSD, bu yıl ilerlemiş melanom hastalarında Faz III denemelerine başlamayı planlıyor. Eğer bu denemeler başarılı olursa, önümüzdeki birkaç yıl içinde resmi onay için başvuruda bulunabilirler. Ancak bu noktada karşılaşılacak önemli bir sorun, bu kişiye özel tedavinin maliyetidir. Kanser aşıları, karmaşık ve özel sipariş ürünleri oldukları için yüksek maliyetli olma eğilimindedir.
Mücadele etmekte olan şirketler, mRNA kanser aşılarının üretim sürecini mümkün olduğunca maliyet efektif hale getirmek için çeşitli adımlar attıklarını belirtiyorlar. Örneğin, CureVac, Tesla ile işbirliği yaparak süreci otomatikleştirecek küçük ve taşınabilir mRNA biyoyazıcıları geliştirmeyi hedefliyor. BioNTech’in kurucu ortağı Ugur Şahin, şu anda maliyetin yüksek olduğunu kabul ediyor ancak aşı üretimi genişledikçe maliyetin düşeceğine inanıyor.
Araştırılan bir diğer alternatif, mRNA kanser aşılarının hazır bir formunu kullanmaktır. Kişiselleştirilmiş aşılar özellikle hızlı ilerleyen kanser türleri için daha etkili olabilirken, bazı kanser türleri nispeten yavaş ilerleyebilir. Bu durumlarda, standart antijenleri içeren bir aşı geliştirilebilir ve böylece aşının toplu olarak üretilmesi ve piyasaya sürülmesi daha kolay hale gelebilir.
Bunun 2030’dan önce geniş bir ölçekte gerçekleşeceğine inanıyoruz.
mRNA kanser aşılarıyla ilgili hâlâ cevaplanması gereken bir dizi soru bulunmaktadır. Önümüzdeki birkaç yıl içinde hangi kanser türleriyle daha etkili bir şekilde başa çıkabileceğimizi öğrenmeye devam edeceğiz. Melcher, bazı kanser türlerinin tümörlerinin doğası nedeniyle aşı tedavisinin daha zor olabileceğini belirtiyor. Ancak yine de, ileri evre kanser hastalarına yeni bir umut kaynağı olabileceğine inanılıyor.
Şahin, önümüzdeki yıllarda birçok mRNA kanser aşısının hastaların kullanımına sunulabileceğine inanıyor ve “Bu geniş çaplı bir şekilde 2030’dan önce gerçekleşebilir” diyor. Ayrıca, “Covid-19 aşısı ve geliştirme sürecindeki uzmanlığımızın, onkoloji alanındaki çalışmalarımıza katkı sağladığını düşünüyoruz. Aşı üretiminde nasıl daha iyi ve hızlı bir yol izleyebileceğimizi öğrendik ve bağışıklık sisteminin nasıl tepki verdiğini gözlemledik. Bu nedenle, tüm bu bilgiler mRNA temelli kanser aşılarının gelişim sürecine hız kazandırabilir” diyor.
Etiketlendi:
- bilim
Ne düşünüyorsunuz?
Fikrini bilmek güzel. Yorum bırakın.