Kahve, yaklaşık 500 yıldır hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiş bir içecektir. Törenlerde, bayramlarda, özel günlerde veya sadece keyif için tüketilen kahve, kültürel zenginliğimize büyük bir katkı sunar. Ayrıca, sağlığa bazı olumlu etkileri olduğu da iddia edilir. Kahve, tarihi, adını verdiği yapılar, pişirme yöntemleri, içme ve sunma gelenekleri ile benzersiz bir kültürel mirasa sahiptir. Bu nedenle, 2013 yılında UNESCO tarafından “İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi”ne dahil edilmiştir.
Kahve Telvesi Nasıl Değerlendirilebilir?
Kahve endüstrisinin büyük çapta faaliyet gösterdiği ve dünya genelinde milyarlarca fincan kahvenin tüketildiği göz önüne alındığında, milyonlarca ton kahve atığının ortaya çıktığı bilinmektedir. Filtre kahvelerden, Türk kahvesinden veya kahve çekirdekleriyle hazırlanan herhangi bir kahve türünden kaynaklanan kahve atıkları, kompost, hayvan yemi, enerji üretimi ve cilt bakım ürünleri gibi bir dizi farklı alanda faydalı bir şekilde kullanılabilmektedir. Ayrıca, yerel atık yönetimi uygulamaları, sürdürülebilirlik girişimleri ve atık geri dönüşüm projeleri gibi yöntemlerle, bu tür atıkların olumsuz etkilerini azaltmaya yönelik çeşitli çalışmalar yürütülmektedir.
Kahve Telvesi Beton Dayanıklılığını Arttırıyor!
Yeni bir çalışma, betondaki kumun bir kısmını kullanılmış kahve telvesi ile değiştirmenin betonun mukavemetini (dayanıklılığını) yaklaşık %30 oranında artırabileceğini öne sürmektedir. Böylece ısıl işlem görmüş kullanılmış kahve telvesi betonun basınç dayanımını arttırmaktadır.
İngiliz Kahve Birliği’ne göre Dünya çapında her gün 2 milyar fincan kahve tüketiliyor. Ancak yeni çalışmaya göre, kahve telvelerinin çoğu, atıkların yavaş yavaş ayrışarak karbondioksitten 21 kat daha güçlü bir sera gazı olan metan ürettiği çöplüklere atılıyor.
Avustralya’daki araştırmacılar betondaki kumun bir kısmını kahve telvesiyle değiştirerek tüm bu kahve atığı için etkili bir geri dönüşüm çözümü bulmuş olabilir. Araştırma ekibi inşaat sektörünün genellikle nehirlerden, göllerden ve deltalardan kum çıkardığını, dolayısıyla içeriğinin değiştirilmesinin dünya çapındaki yaşam alanlarını da koruyabileceğini söylemiştir. Kısmen kahve telvesinden yapılan betonun da geleneksel betondan daha güçlü olduğu görülmüştür.
Journal of Cleaner Production Dergisi’nde yayınlanan çalışmalar için araştırmacılar, Melbourne’deki yerel kafelerden kullanılmış kahve telvelerini toplamış ve bu kahve atıklarının farklı oranlarının ve ön işlemlerinin betonun özelliklerini nasıl etkilediğini araştırmışlardır. Böylece kumun %15’ini işlenmiş kahve telvesi ile değiştirmenin basınç dayanımını arttırdığını bulmuşlardır.
Kahve Telvesi Betonu Nasıl Sertleştiriyor?
Üniversitede inşaat mühendisi olan Holmer Savastano Junior, betonun temel bileşenlerinin çimento karışımı, su, kum ve belirli uygulamalara bağlı olarak dikkatlice belirlenmiş oranlarda çakıl gibi büyük agregadan oluştuğunu açıklamıştır. Agrega, betonun hammaddelerini oluşturan kum ve çakıl karışımıdır. São Paulo, Brezilya’dan bir kişi, su ve çimento karışımının karmaşık hidrasyon reaksiyonlarına yol açarak betonun sertleşmesini sağladığını, ancak kumun da sertleşme sürecinde önemli bir rol oynadığını vurgulamıştır.
Araştırmacılar genellikle kum ve diğer agregatların kimyasal olarak inert (etkileşime girmeyen veya tepki vermeyen) malzemeler olarak kabul edildiğini ve hidrasyon reaksiyonlarına katkıda bulunmadığını belirtmişlerdir. Ancak bu malzemeler, betonun kararlılığı, bütünlüğü ve makroyapısal performansı için kritik öneme sahiptir ve kaba bir benzetmeyle vücudumuzun iskelet yapısına benzerler.
Yeni bir araştırma, ham kahve telvesinin betonun dayanıklılığını önemli ölçüde azaltabileceğini hızla tespit etmiştir. Araştırmacılar, kullanılmış kahvenin taze beton karışımına kimyasal maddeler salabileceğini ve çimento karışımının sertleşmesinden sorumlu olan kimyasal hidrasyon reaksiyonlarını etkileyebileceğini belirtmişlerdir. Bu nedenle, araştırma ekibi, bu kahve atıklarının özelliklerini iyileştirmek için piroliz adı verilen bir kimyasal işlemi kullanmış ve bu kahveyi “biyokömür” olarak adlandırdıkları uygun bir kum alternatifine dönüştürmüşlerdir.
Piroliz İşlemi Nedir?
Piroliz, bir malzemeyi yüksek sıcaklıklara (genellikle 350 ila 500 santigrat derece arası) ısıtarak, molekülleri kimyasal olarak daha küçük parçalara ayıran bir işlemi ifade eder. Bu termal işlem, kahve telvelerinin kararlılığını artırmak için kullanılmıştır ve aynı zamanda hidrasyon reaksiyonlarını engelleyen kimyasalların salınmasını önlemiştir.
Kahve Biyokömürünün Avantajları Nelerdir?
Kahve biyokömürü, inşaat mühendisi Holmer Savastano Junior tarafından vurgulanan önemli yapısal avantajlara sahiptir. Holmer Savastano Junior, kahve biyokömürünün, orijinal atık malzemenin gözenekliliğini ve geçirgenliğini koruyabilme yeteneğine dikkat çekmiştir. Bu özellikler, mekanik performansı artırır ve çimento bazlı malzemeler, özellikle beton, dayanıklılığında kritik bir rol oynar.
Kahve biyokömürünün gözenekli yapısı, çimento ile kahve parçacıkları arasındaki bağlantıyı güçlendirir ve nemin biyokömürün gözeneklerine hapsolmasını sağlar. Bu özellik, betonun sertleşmesini sağlayan hidrasyon reaksiyonlarının suyu yavaşça tüketmesi nedeniyle, kahve biyokömürünün bu nemi çevresindeki betona geri vermesi anlamına gelir. Bu, hidrasyon reaksiyonlarının sürekli devam etmesini sağlar ve betonun kurumasını ve çatlamasını önler.
Araştırma ekibi, beton karışımındaki kumun %15’inin yüksek sıcaklıkta üretilen kahve biyokömürü ile değiştirilmesinin mukavemet açısından en iyi sonuçları verdiğini bulmuştur. Şu anda, bu yeni malzemenin uzun vadeli performansını, su emme kapasitesini, donma-çözülme direncini ve elektriksel özellikleri gibi diğer faktörleri incelemektedirler. Ayrıca, yerel belediyelerle işbirliği yaparak bu yenilikçi malzemeyi sahada test etmeyi hedeflemektedirler.
Ne düşünüyorsunuz?
Fikrini bilmek güzel. Yorum bırakın.