Dolandırıcılık, tarih boyunca insanların çeşitli yöntemlerle kandırılmasına neden olan bir fenomen olmuştur. Günümüzde bile, farklı dolandırıcılık hikayeleriyle karşılaşmak mümkündür. Ancak dolandırıcılık, sadece modern çağa özgü bir sorun değildir; geçmişte de birçok ünlü dolandırıcı, kullandıkları akıl almaz yöntemlerle tarihe damga vurmuştur. İşte, Charles Ponzi’den Elisha Perkins’e kadar tarihteki en ünlü dolandırıcılardan bazıları:
1. Elisha Perkins
Amerikalı doktor Elisha Perkins, tarihteki en ünlü dolandırıcılardan biri olarak bilinir. Kendi geliştirdiği tıbbi cihaz ile romatizma ve gut gibi hastalıkları iddia ettiği şekilde tedavi edebileceğini vaat etmiştir. Bu cihaz, sivri uçlu pirinç bir çubuk ile iki metal çubuktan oluşmaktadır. Perkins, basit ama etkili gibi gözüken bu düzenekle birçok kişiyi kandırarak önemli bir servet elde etmiştir. George Washington dahil olmak üzere birçok kişi, bu dolandırıcının mağdurları arasında yer almıştır.
2. William Mumler
Mumler’ın iddiası, insanların kaybettikleri sevdikleriyle birlikte fotoğraf çekebilme yeteneğiydi. Bu iddia, o dönemin çeşitli basın organlarında geniş yer buldu ve Mumler, kısa sürede meşhur bir “ruh fotoğrafçısı” olarak anılmaya başladı. Kederli insanlar, hayatını kaybetmiş yakınlarını en azından bir fotoğraf karesinde yeniden görebilme umuduyla Mumler’ın fotoğraf stüdyosu önünde uzun kuyruklar oluşturuyordu.
Mumler’ın uyguladığı bu aldatmaca, insanların duygusal boşluklarına hitap ederek onları kendi çıkarları doğrultusunda manipüle etmesini içeriyordu. Dolandırıcılık becerileri ve toplumun duygusal zayıflıklarını kullanarak Mumler, döneminin önemli bir figürü haline geldi. O dönemdeki bu ilginç hikaye, hem Mumler’ın kurnazlığını hem de o döneme özgü spiritüalist eğilimleri yansıtan ilginç bir anı olarak tarihe geçti.
3. Mary Baker
1792 yılında dünyaya gelen Mary Baker, tarihteki en ünlü dolandırıcılardan biridir. 1814 yılında İngiltere’deki küçük bir kasabada, herkesi kandırma yeteneğiyle dikkat çekmiştir. Ancak, bu dolandırıcılık hikayesi olağanın ötesinde ilginç bir şekilde başlamıştır. Mary Baker, detaylı bir dolandırıcılık planının ilk adımı olarak oldukça çarpıcı kıyafetler tasarlamıştır. Egzotik giysiler içinde, Almondsbury adlı kasabanın sokaklarında dolaşmaya başlamış ve bu sırada anlaşılmayan bir dilde konuşmaktaydı.
Tabii ki, bu tuhaf davranışları yerel halkın dikkatini çekti ve hızla yayıldı. Bir “tercüman” bulunduğunda gerçek ortaya çıktı: Mary Baker, Doğu Hint Adaları’ndan bir prenses olduğunu iddia ediyordu! Ancak, bu hikaye tamamen Mary Baker’ın uydurmasıydı. Kendisini Prenses Caraboo olarak tanıtan Baker, bu garip prensesin hikayesi kısa sürede popülerlik kazandı. Gazeteler, onun fotoğraflarıyla dolup taşarken, dans, okçuluk ve eskrim gibi farklı alanlarda gösteriler düzenleyerek büyük bir izleyici kitlesi elde etti.
Mary Baker’ın yaratıcı dolandırıcılık planı, sadece kısa süreli bir başarı getirse de, kasaba sakinlerini büyük ölçüde etkisi altına aldı. Prenses Caraboo’nun kurgusal dünyasına kapılan insanlar, bu olağanüstü dolandırıcılık hikayesinin etkileriyle uzun bir süre başa çıkmak zorunda kaldılar.
4. Amy Bock
1859 yılında Tazmanya Adası’nda doğan Amy Bock, inanılmaz dolandırıcılık yetenekleri sayesinde dünyanın en ünlü dolandırıcılarından biri haline geldi. 1943 yılında hayatına son verene kadar Yeni Zelanda’da birçok insanı başarıyla dolandırdı. Bock, resmi belgelere “dolandırıcılığı alışkanlık haline getirmiş bir suçlu” olarak geçecek kadar etkili bir dolandırıcıydı.
Amy Bock’un müthiş ikna kabiliyeti, onun farklı dolandırıcılık yöntemlerini başarıyla uygulamasını sağladı. Örneğin, insanlara saat tamircisi olduğunu söyleyerek saatlerini onarır gibi yapar, sonra bu saatleri satar ve sahiplerini saatlerinin kaybolduğuna inandırırdı. Ayrıca başkaları adına alışveriş yapar, ardından sırra kadem basardı. Aynı zamanda hayali ürünler satmak ve gerçekleşmeyecek etkinlikleri organize etmek konusunda da uzmanlaşmıştı. Ancak, en büyük hünerini 1900’lerin ilk yıllarında sergiledi.
Amy Bock, ülkenin en ünlü kadın dolandırıcısı haline geldikten sonra 1907 yılında kritik bir karar almak zorunda kaldı. Ya dolandırıcılığı bırakacaktı ya da cinsiyetini değiştirecekti. Bock, ikinci yolu tercih etti, yeni bir başlangıç yapmaya karar verdi. Kendisine yeni kıyafetler aldı, imajını değiştirdi ve yeni bir kimliğe bürünerek Percy Redwood adını aldı. Bock, bu yeni kimliğiyle o kadar başarılı bir dolandırıcıydı ki, zengin bir aileye mensup olan Agnes Ottaway isimli bir kadını evlenmeye ikna etmeyi başardı. Bu olağanüstü dolandırıcılık hikayesi, Amy Bock’un dönemindeki en dikkat çekici ve çarpıcı olaylardan biri olarak tarihe geçti.
5. John Brinkley
1885 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde doğan John Brinkley, tıpkı diğer başarılı dolandırıcılar gibi oldukça etkileyici bir ikna kabiliyetine sahipti. Elisha Perkins gibi ünlü dolandırıcılar listesinde kendine yer bulan Brinkley, doktorluk mesleğini sadece bir maske olarak kullanarak dolandırıcılık faaliyetlerini sürdürdü. Ancak, Brinkley hiçbir zaman gerçek bir doktor olmamıştı; sahte diplomalar oluşturmak konusundaki becerisiyle tanınıyordu.
Brinkley, dolandırıcılık kariyeri boyunca birçok ameliyata girdi. Bu alanda hiçbir bilgisi olmamasına rağmen, pek çok insanın ciddi sağlık sorunları yaşamasına ve bazılarının ölümüne neden oldu. Ancak asıl vurgunu, kendi icadı olan bir tıbbi malzeme ile gerçekleştirdi. Brinkley, keçilerin testis bezlerinin kullanılmasıyla iktidarsızlığı tedavi edebildiğini iddia ediyordu. Bu iddia sayesinde hatırı sayılır bir servet elde etmeyi başardı, ancak sonunda yakalanmaktan kurtulamadı.
John Brinkley’nin sahte doktorluk ve tıbbi malzeme dolandırıcılığı, tıbbi alanda büyük bir skandala yol açtı. Sahte tedavi yöntemleri ve ameliyatlarıyla birçok insanın hayatını riske atan Brinkley, dolandırıcılık kariyeri boyunca edindiği şüpheli şöhretle tarihe geçti.
6. Charles Ponzi
1882 yılında İtalya’da doğan Charles Ponzi, tarihteki en ünlü dolandırıcılardan biridir ve günümüzdeki popüler dolandırıcılık sistemlerinden biri olan Ponzi dolandırıcılığının isim babasıdır.
Ponzi sistemi, yüksek kar vaadiyle yeni kurbanları, aslında hiç var olmayan bir üretim sisteminin içine çekmeye dayanır. Bu dolandırıcılık yönteminde, kurbanlara karlı bir üretim sistemi kurulduğu izlenimi verilir ve herkesin yatırımı ile sisteme kazandırdığı yeni yatırımcı oranında kazanç sağlayacağı söylenir. Charles Ponzi, 1920’lerde İtalyan bir göçmen olarak Amerika Birleşik Devletleri’nde faaliyet göstererek, bu sisteme adını veren kişidir.
Ponzi’nin dolandırıcılık yöntemi, kısa süre içinde büyük ilgi gördü ve birçok kişiyi cezbetmeyi başardı. Ancak, bu sistem sürdürülemezdi ve Ponzi’nin düzeni çöktü. 1920 yılında Ponzi, hükümet tarafından yasadışı faaliyetlerinden dolayı tutuklandı. Charles Ponzi’nin adı, o günden bu yana büyük dolandırıcılıkları tanımlamak için kullanılan bir terim haline geldi.
7. Clark Stanley
1854 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde doğan ve kendisini bir şifacı ve doktor olarak tanıtan Clark Stanley, 19. yüzyılın sonlarında Çin’den ABD’ye gelen demir yolu işçilerinden geleneksel Çin tıbbında kullanılan yılan yağının mucizelerini öğrendi. Stanley’nin dolandırıcılık macerası, bu kadim bilgiyi kullanarak başladı.
Clark Stanley, takip eden süreçte “yılan yağı merhemi” adını verdiği ürününü her derde deva bir mucize olarak pazarlamaya başladı. Hem kendi hem de ürününün şöhreti o denli yayıldı ki ülke genelinde “Çıngıraklı Yılan Kralı” olarak anılmaya başlandı. Ancak Stanley’nin mucize ürünü, bir damla bile yılan yağı içermiyordu. 1917 yılında yapılan ürün incelemelerinde, sözde merhemin sığır yağı, kırmızıbiber ve terebentin maddelerinden üretildiği ortaya çıktı. Ancak Clark Stanley, bu sahte ürünü pazarlama yeteneği sayesinde çoktan yüklü bir servetin sahibi olmuştu.
Stanley’nin dolandırıcılığı, insanların doğal ürünlere olan güvenini sömürerek gerçekleşmiş olsa da, bu olay aynı zamanda tıbbi ürünlerin içeriğini düzenleyen yasaların oluşturulmasına da katkıda bulunmuştur. Clark Stanley’nin dolandırıcılık hikayesi, tıp alanında güvenilirlik ve dürüstlük konularında ortaya çıkan sorunlara dair bir ibret olarak tarih sayfalarında yerini almıştır.
8. Norman Baker
Norman Baker, 1920’li ve 30’lu yıllar boyunca ABD’de kanser hastalarını kandırarak büyük bir servet elde eden acımasız bir dolandırıcıydı. Alternatif kanser tedavisi yöntemleri ile tanınan Baker, ana akım tıbbi uygulamalara karşı çıktı ve bu alandaki popülerliği ile dikkat çekti. 1930’ların sonunda sahibi olduğu oteli bir tedavi kliniğine dönüştürerek, birçok çaresiz insanı kandırdı ve belki de pek çoğunun ölümüne neden oldu.
Baker, sahte tedavi yöntemleri ve umut vadeden ancak etkisiz olan çeşitli ilaçlarla kanser hastalarını cezbetmeye çalıştı. Yaptığı propagandalar ve iddialarla insanları etkileyerek, kendi cebine servet katmaktan çekinmedi. Ancak, dolandırıcılığına son vermek için adalet sistemi tarafından yakalandı.
1940 yılında Norman Baker, kanser hastalarını kandırma ve sahte tedavi uygulama suçlarından dolayı hapis cezasına çarptırıldı. Onun hikayesi, dolandırıcılığın insanların umutlarını sömürerek ne kadar acımasız olabileceğini ve bu tür alternatif tedavi iddialarının tehlikeli sonuçlara yol açabileceğini gösteren bir ibret öyküsü olarak tarih sayfalarında yerini almıştır.
Ne düşünüyorsunuz?
Fikrini bilmek güzel. Yorum bırakın.