Çocuğunuzu Posta İle Göndermeyi Hiç Düşündünüz Mü?
20.yüzyılın başlarında, Amerika’nın posta hizmetleriyle tanışması, gerçekten de bir dönüm noktasıydı. Özellikle paket posta hizmeti, insanların alışverişten hediyelere, hatta çocuklarına kadar her şeyi posta yoluyla göndermelerine olanak tanıdı. Ancak, insanlık tarihinin tuhaf köşelerinden birine yolculuk yapacak olursak, göreceğiz ki, bazı insanlar bu yeni imkanları biraz farklı kullandılar.
İşte karşınızda, Amerika’nın en tuhaf posta kullanıcılarından biri: Jesse ve Mathilda Beagle çifti! Kendi çocuklarını posta yoluyla gönderdiler. James adındaki minik Beagle, henüz sekiz aylıkken, bir paket halinde Ohio’dan büyükannelerinin yaşadığı yere gönderildi. Evet, evet, doğru duydunuz, bir çocuk paket olarak postalandı! İnanması güç ama gerçek.
Bu tuhaf hikaye, tabii ki hemen basında ve kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Kimileri “Ne kadar yaratıcı bir fikir!” derken, kimileri de “Ama çocuklar postayla gönderilir mi hiç?” diye düşünmekten kendini alamadı. Ve aslında bu sorunun yanıtı oldukça net: Hayır, çocuklar postayla gönderilmez!
Ancak, bu olayın arkasında yatan gerçekleri düşündüğümüzde, aslında bu tuhaf uygulamanın altında yatan derin toplumsal dinamikleri görebiliriz. Zamanın kırsal kesimlerinde yaşayan insanlar için posta hizmetleri, gerçekten de hayatlarını kolaylaştıran bir nimetti. Ancak, bir çocuğu paket içinde göndermek, belki de bu güvenin ve bağımlılığın biraz fazla ileri gittiğini gösteriyor.
Neyse ki, bu tuhaf uygulama fazla uzun sürmedi. 1913 yılının Haziran ayında, çocukları postayla gönderme dönemi resmi olarak sona erdi. Bu karar, muhtemelen postacıların “Bu paket neden ağlıyor?” diye düşünmelerinden sonra alınmış olabilir.
Günümüzde, çocukları postayla gönderme gibi tuhaf uygulamalara gerek kalmadan, daha güvenli ve hızlı yöntemlerle seyahat etmek mümkün. Ancak, bu ilginç dönemin hikayeleri, tarihin ilginç bir parçası olarak hatırlanmaya devam edecek.
Etiketlendi:
- Haber
Ne düşünüyorsunuz?
Fikrini bilmek güzel. Yorum bırakın.