Bu zamana kadar yapılmış dikkat çeken cinsiyetçi reklamlar:
Reklamcılık sektöründe hedef, genellikle izleyiciyi etkileyecek en çarpıcı noktaya odaklanmak olsa da, bazı şirketler bu hedefi aşarak cinsiyetçi reklamlara yönelmiş durumda. Reklamlar, toplumun bir konuya bakışını değiştirmekte veya belirli hizmetleri/ürünleri cazip kılmakta önemli bir rol oynar. Ancak bu amaca ulaşmak için cesurca adımlar atan şirketler, zaman zaman bu çizgiyi aşarak olumsuz tepkiler alabiliyor.
Kadınların geçmişte birçok alanda yeterince temsil edilememiş olmaları nedeniyle ortaya çıkan reklamlar, bu konudaki yanlış algıları ve kullanımlarıyla dikkat çekiyor. Bu tür cinsiyetçi reklamların birçoğu, sadece dikkat çekmek veya tepki almak amacıyla değil, gerçekten düşündürücü bir mesaj ile yapılmış gibi görünüyor.
Reklamlara geçmeden önce, Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi Reklamcılık Bölümü ve RVD, Reklamda Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Platformu iş birliğiyle yapılan bir araştırmaya değinelim. Araştırmada, ödül kazanmış 489 televizyon reklamı incelenmiş ve reklamlardaki ana karakterlerin yüzde 35’inin kadınlar, yüzde 65’inin ise erkekler olduğu belirlenmiştir. Bu oran, 2007-2011 yılları arasındaki yüzde 56 erkek, yüzde 44 kadın oranına kıyasla kadın temsilinin giderek azaldığını gösteriyor.
Araştırma, kadın ve erkeklerin geleneksel cinsiyet rolleriyle sınırlı bir şekilde temsil edildiğini ortaya koymaktadır. Kadınların yüzde 43’ü ev ortamında, yüzde 10’u iş yerinde resmedilirken; erkeklerin yüzde 22’si iş yerinde, yüzde 22’si açık havada, yüzde 20’si ise evde resmediliyor.
BAU İletişim Fakültesi Reklamcılık Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Eda Öztürk, araştırma ile ilgili olarak “Hayat değişiyor, toplumsal roller değişiyor ancak reklamda kendine yer bulan temsiller geleneksel kalıplarla sınırlı kalıyor. Reklam, kadınlık ve erkekliğe dair daha çoğulcu ve kapsayıcı bir dil kullanabilir ve kullanmalı. Kadınlar ve erkekler değişiyor, reklamda ise bunun karşılığını görmüyoruz.” açıklamasını yapmıştır.
Schlitz’in Kadının Ocaktaki Yemeği Yakmasının Sorun Olmadığını İfade Ettiği O Reklam!

Schlitz’in çıkardığı bir reklam, kadının ocaktaki yemeği yakmasının bir sorun olmadığını belirtiyor. Reklamda vurgulanan mesaj, eğer evinizde her zaman Schlitz bira bulundurursanız, kocanızın sizi azarlamayacağıdır. Görselde, kadın figürünün ocaktaki yemeği yakmasına rağmen, evde bulunan Schlitz birası sayesinde kocasından azar işitmediği anlatılıyor. Reklamın sloganı ise oldukça dikkat çekici: “Üzülme hayatım, birayı yakmadın!” Bu, reklamın ciddiyetini bir kenara bırakan bir yaklaşımı temsil ediyor.
Kadınların Bile Açabileceği Bir Şişe Kapağı

Alcoa, şaşırtıcı bir tasarımla karşımıza çıkarak kadınların bile rahatlıkla açabileceği bir şişe kapağı geliştirdiğini duyurdu. Biyolojik farklılıklar nedeniyle fiziksel gücün cinsiyetler arasında eşit olmadığını ifade etmenin birçok yolu varken, Alcoa, bu konuda tartışmalı bir tercihte bulundu.
Kadınların Bile Kullanabildiği Bilgisayar

Bir bilgisayarın kullanım kolaylığını vurgulamak için, Datacomp’un cinsiyetle ilgili genel bir ayrım yapmadan, daha evrensel ve teknik özelliklere odaklanan bir dil kullanabiliriz. İşte bu konuda örnek bir açıklama:
“Yeni geliştirdiğimiz bilgisayar modeli, kullanım kolaylığına odaklanarak herkesin ihtiyaçlarına cevap veriyor. Minimalist tasarımı sayesinde, bütün ekipmanların tek bir kasada birleştiği bu bilgisayar, karmaşıklığı ortadan kaldırarak kullanıcıların işlerine odaklanmalarını sağlıyor. Sade ve şık tasarımı, kafa karışıklığını minimumda tutarken, hızlı ve sezgisel bir kullanım deneyimi sunuyor. Bu bilgisayar, evrensel olarak herkesin anlayabileceği bir arayüzle donatılmıştır, böylece kullanıcılar işlevselliğin keyfini sorunsuzca çıkarabilirler. Kısacası, teknolojinin karmaşasını basitleştiren bu bilgisayar, herkesin günlük yaşamında rahatça kullanabileceği bir araçtır.”
Renault, Araba Fiyatlarındaki İndirim Kampanyasını Mizahi Bir Tonla Duyurdu, Ancak Tepkiler Sonrasında Reklam Yayından Kaldırıldı.

Renault, araç fiyatlarındaki indirim kampanyasını mizahi bir açıdan tanıtarak, “Kız arkadaşınıza ofsaytı açıklasanız bu kadar mutlu olmazdınız.” sloganını kullanmıştı. Ancak, bu mizahi yaklaşım, beklenenin aksine olumsuz tepkilere yol açtı ve reklam yayından kaldırıldı. Nasıl bu noktaya gelindiği konusunda net bir bilgi olmamakla birlikte, önceki reklam stratejilerinden farklı olarak mizahi bir ton denendiği açıkça görülmektedir.
Kadınlar Ne İster?
Doğadan, “Kadınlar ne ister?” sorusuna “Erkekler tarafından mutlu edilmek.” cevabını vermiş ve bu yanıtı pekiştirmek amacıyla “Kadınlar ne ister?” sloganını kullanmıştı. Ancak, özellikle sosyal medyadan gelen olumsuz tepkilerin hızla yayılması sonucunda, Doğadan, reklamını kaldırmak zorunda kaldı. Bu durum, şirketin reklam stratejisinin, toplumsal beklentilere ve duyarlılıklara uyum sağlayamadığını gösteriyor.
Erkeklerin Mutfakta Yeri Yok

Pril, sadece hamarat hanımların değil, aynı zamanda modern ve güçlü kadınların da tercihi olarak ışıldayacağını vurgulayan bir pazarlama stratejisi benimsiyor. Ancak, bu söylemle erkeklerin mutfağa dair bir rolünün olmadığını vurguluyor. Pril, modern kadınların bulaşık yıkama işini üstlenen güçlü ve güven veren imajını Açelya Akkoyun’un rolüyle ön plana çıkararak bu mesajı güçlendiriyor. Ancak, bu tür bir cinsiyet temsili, günümüzde toplumsal normlara ve eşitlik anlayışına daha duyarlı bir hale gelen izleyici kitlesinden olumsuz tepkiler alabilir. Reklam, bu nedenle farklı bakış açıları ve toplumsal çeşitliliği daha iyi yansıtan bir yaklaşım benimsemeye yönelik eleştirilere maruz kalabilir.
Adam Gibi Bira

Tuborg’un reklamında kullanılan “kusursuz bira, adam gibi bira” ifadesi, günlük hayatta sıkça kullanılan ancak cinsiyetçilik içeren bir tabiri içermektedir. Reklamın öne çıkardığı mesajın kusursuzluk olduğu söylense de, bu kusursuzluk algısının erkek mükemmelliği perspektifinden sunulması, cinsiyetçilik içeren bir yaklaşım olarak değerlendirilmektedir. Bu tür ifadeler, cinsiyet normlarını güçlendirerek ve cinsiyet eşitliği ilkesine ters düşerek toplumsal hassasiyetlere neden olabilir. Reklam, bu bakış açısıyla eleştirilmekte ve cinsiyetçilik konusundaki farkındalığın arttığı bir dönemde toplumsal çeşitliliği daha iyi yansıtmaya yönelik bir perspektife adapte olması gerektiği belirtilmektedir.
Audi İspanya’dan Çocuk Oyuncaklarıyla Klişeleri Kıran Cesur Bir Reklam:
Audi İspanya’nın imza attığı reklam, cinsiyet tiplemelerinden uzak, klişeleri kıran bir yaklaşım sergiliyor. Oyuncak mağazasında geçen reklamın dikkat çeken detayları arasında, mavi ve pembe renklerin iki ayrı tarafa ayrılması yer alıyor. Mavi kısımda otomobiller ve aksiyon figürleri bulunurken, pembe tarafta bebek arabası ve makyaj masası gibi geleneksel olarak cinsiyetle ilişkilendirilen oyuncaklar yer alıyor.
Reklam, ışıklar kapanınca tüm oyuncakların canlanmasıyla birlikte, pembe alandan sıkılan bir bebek karakterin “erkek oyuncakları” kısmında bulunan Audi’ye binerek mağazada özgürce gezintiye çıkmasını konu alıyor. Reklamın sonunda, çocukların otomobili kullanırken kişinin cinsiyetinden ziyade yeteneklerine odaklandığı ve ailelerin yönlendirmesine rağmen çocukların bu konuda önyargılı olmadığı mesajı vurgulanıyor. Bu reklam, geleneksel cinsiyet normlarına karşı çıkarak, toplumda cinsiyet eşitliği konusunda farkındalığı artırmayı hedefliyor.
Kız Gibi
Orkid, “kız gibi” ifadesini “Onu en iyi şekilde yapmak.” algısına dönüştürerek, ergenlik çağındaki kızlara öz güven aşılamayı amaçlayan #KızGibi hareketinin öncüsü oldu. Marka, genç kızların #KızGibi ifadesinden olumsuz etkilendiklerini fark ederek, bu algıyı olumlu bir yöne çevirmeyi hedefledi. #KızGibi hareketi, genç kızlara bir şeyi #KızGibi yapmanın aslında onu “en iyi şekilde yapmak” anlamına geldiğini vurgulayarak, cinsiyetle ilgili olumsuz klişeleri değiştirme misyonunu taşıyor.
Bana kadın boksçu deme. Ben bir boksçuyum!
Everlast, boks malzemeleri markası olarak, mesleğin cinsiyetten bağımsız olabileceğini gösteren bir reklam filmi hazırladı. Reklam filmi, cinsiyetçilikle yüzleşen bir kadın boksörü konu alıyor ve “I’m a Boxer” adını taşıyor. Film, sporcuların cinsiyetlerinden ziyade yeteneklerine odaklanması gerektiği mesajını veriyor. Yönetmen Claire Edmondson, reklam filminde “Bana kadın boksçu deme. Ben bir boksçuyum!” diyerek, cinsiyetin sporcuların değerlendirmesinde ikincil bir faktör olması gerektiğine vurgu yapıyor. Everlast’ın bu reklamı, cinsiyet eşitliği ve cinsiyet normlarına meydan okuma anlamında dikkat çekici bir örnek olarak öne çıkıyor.
Güzelim, Sözüm!
Dove, “Güzelim, Sözüm!” kampanyası ile kadınların mesleki deneyimlerine odaklanmak yerine dış görünüşleriyle nasıl değerlendirildiklerine dair bir kampanya başlattı. Daha önceki projeleri olan “Campaign for Real Beauty” ve “Real Strength” ile adından söz ettiren Dove, #MyBeautyMySay kampanyası kapsamında kadınların yeteneklerine odaklanarak dış görünüşleri üzerinden yapılan değerlendirmelere karşı çıkıyor.
Reklam filminde, farklı meslek gruplarından 9 kadın kendi yaşadıkları deneyimleri paylaşıyor. Kickboksçu Heather’a sporu yapmanın yüzünü mahvedeceği, New York’lu model Rain’e ise her zaman maskülen ve çirkin olduğu yorumları yöneltilmiş. Ancak bu kadınlar, #MyBeautyMySay etiketiyle toplumsal normlara karşı durarak kendi güzellik anlayışlarını savunuyorlar.
Dove’un kampanyası, kadınların başarılarının ve yeteneklerinin dış görünüşlerinden bağımsız olarak değerlendirilmesi çağrısı yapıyor. Kampanya, toplumun cinsiyetle ilgili önyargılarına ve klişelere karşı bir tepki olarak öne çıkıyor, kadınların kendi güzellik standartlarını belirleme haklarına vurgu yapıyor.
Bizi Böyle Bilin!
Nike’ın son reklamında, Türk kadın sporcuların ön plana çıkması dikkat çekti. Birçok ünlü Türk kadın sporcunun katılımıyla hazırlanan bu reklam, izleyicilerden olumlu geri dönüşler almıştır. Reklamın etkileyici sloganı ise “Bizi böyle bilin!” oldu. Bu kampanya, Türk kadın sporcuların başarılarına vurgu yaparak, toplumda kadınların spor dünyasındaki etkileyici varlığını desteklemeyi ve güçlendirmeyi amaçlıyor. Nike, bu reklamıyla sadece sporun değil, aynı zamanda kadınların gücünü ve başarılarını ön plana çıkararak toplumsal bir mesaj iletiyor.
Artık Değişmesi Gerek
Son dönemde cinsiyetçi içeriklere karşı artan tepkiler, reklam sektöründe de önemli değişimlere yol açıyor. Toplumda cinsiyet eşitliği ve duyarlılığına daha uygun bir perspektife yönelik talepler, birçok reklamın gözden geçirilmesine ve hatta kaldırılmasına neden oluyor. Bu durum, woke kültürü ve feminizmin etkisi altında gerçekleşse de, cinsiyetçilikle mücadelede önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Reklam dünyasındaki değişim, sadece toplumsal normları sorgulamakla kalmayıp aynı zamanda daha kapsayıcı ve adil bir yaklaşıma yönelik bir dönüşümü de beraberinde getiriyor. Cinsiyet eşitliği adına yapılan bu çabalar, reklam sektörünün daha duyarlı, çeşitliliği önemseyen ve toplumun değişen değerlerine uygun bir şekilde evrilmesine katkı sağlıyor. Bu bağlamda, cinsiyetçi içeriklere karşı artan farkındalık, reklam sektörünün değişim ve gelişime mecbur bırakılarak daha ileri bir noktaya taşınmasına vesile oluyor.
Ne düşünüyorsunuz?
Fikrini bilmek güzel. Yorum bırakın.