Düzenli olarak 23 yıldır yayınlanan küresel ölçekli Edelman Trust Barometer 2023 raporu, marka ve tüketici ilişkisinde önemli trendlere dikkat çekiyor. Rapora göre, G20 üyesi 14 ülkede yaklaşık 14 bin kişiyle gerçekleştirilen anket sonuçları, tüketicilerin enflasyon, hak ve özgürlük kısıtlamaları, sosyal kutuplaşma, yanıltıcı bilgi ve iklim koşulları gibi konulardan ciddi şekilde endişe ettiğini ortaya koyuyor. Bu noktada, güven kaybının oldukça kritik olduğu belirtiliyor ve iş dünyasının en güvenilir paydaş olarak öne çıktığı vurgulanıyor.
Rapor, tüketicilerin markalardan beklentilerinin sürekli arttığını gösteriyor. Özellikle iklim değişikliğiyle mücadele, ırkçılığı sona erdirme ve toplumsal cinsiyet eşitliği gibi sosyal sorunlara taahhütte bulunan markaların satın alma olasılıklarının daha yüksek olduğu belirtiliyor. “Güven Döngüsü” olarak adlandırılan bu etkileşimde, tüketiciler güven duydukları markalara daha sadık kalma ve başkalarına tavsiye etme eğilimi gösteriyor.
Özellikle Z kuşağı, güvenin anahtarı konumunda ve tüketici ve marka arasındaki ilişki ve davranışları değiştirme gücüne sahip olarak öne çıkıyor. Tüketicilerin çoğunluğu, güven konusunda samimi bir anlam ve amacın önemli olduğunu vurguluyor.
Raporun özetine göre, tüketici ve marka ilişkisindeki en önemli 10 trend şu şekilde sıralanıyor:
Markalara güven ihtiyacı artıyor: İnsanların yüzde 73’ü kırılgan ve çaresiz hissettikleri konularda güven sağlayan markalara daha fazla değer verdiklerini ve bağlandıklarını söylüyor. Tüketicilerin güven duydukları markalara eğiliminin geçen yıla göre yüzde 9 artması dikkat çekiyor.
Güven, tüketicilerin satın alma davranışını etkiliyor: İnsanların yüzde 58’i satın alma kararı öncesinde markalar hakkında detaylı araştırma yapıyor. Yüzde 68’si fiyat konusunda daha duyarlı olduğunu söylemesine karşın, yüzde 71’i güvendikleri markaları satın almanın geçmişte olduğundan daha önemli olduğunu belirtiyor.
Güven konusunda, tüm nesiller arasında Z Kuşağı en duyarlısı: Z kuşağının yüzde 79’u güvendikleri markaları satın almanın öncelikli olduğunu vurguluyor.
Z Kuşağının davranışı tüm nesilleri etkiliyor: Tüketicilerin yüzde 68’i Z kuşağı olarak adlandırılan gençlerin marka tercihinden, nerede ve nasıl alışveriş yaptıklarından etkileniyor. Bu oranın geçen yıla göre 7 puan arttığı görülürken, araştırmada ilk kez 59 yaş üstü grubun yüzde 53 oranında Z kuşağının marka tercihlerinden etkilenmesi dikkat çekiyor.
Satın alma eylemi, tüketici ve marka ilişkisinde son durak değil: Tüketicilerin yüzde 78’i ilk satın alımları sonrasında, markanın duruşunu ve eylemlerini sürekli inceliyor. Bu etkenler tüketicinin marka sadakatini belirliyor.
Tüketici, marka ile ilişki yaşıyor: Tüketicilerin yüzde 79’u, bir ürünü satın almanın veya kullanmanın ötesinde, marka ile sosyal medyada bağlantı kurmak, etkileşimde kalmak ve marka etkinliklerine katılmak suretiyle ilişkisini yakınlaşarak sürdürüyor.
Markanın eylemleri güveni oluşturuyor: Tüketicilerin güvenmeleri için markaların eyleme geçmesi gerekiyor. Bu durumda da tüketicilerin yüzde 70’i markanın yetkin, yüzde 60’ı adil olması gerektiğini söylüyor.
Güven, markanın büyümesini sağlıyor: Tüketicilerin markaya güvenmesi, satın alma kararını yüzde 59 etkiliyor. Tüketici güvenince; markaya sadakati, başkalarına önermesi veya gerektiğinde savunması yüzde 67’e yükseliyor.
Tüketiciler, markalardan sosyal sorunların çözümünü bekliyor: Tüketiciler, sorunlarının çözümünü taahhüt eden ve bu konuda eyleme geçen, sosyal etki üreten markaları tercih ediyor ve satın alıyor. Tüketicilerin iklim değişikliğini dert edinen markaları tercih etme olasılığı 5 kat daha yüksek görülüyor. Ardından toplumsal cinsiyet eşitliği gibi sosyal konularda eyleme geçen markalar ön plana çıkıyor.
Markaların gerçek ve samimi olmasını istiyor: Tüketicilerin yüzde 76’sı markanın eylemleriyle yakın hissetmezse uzaklaşıyor. Yüzde 51’i markanın samimi etkileşim kurmasını istiyor, duygusal bağ bekliyor. Yüzde 69’u marka hata yaparsa sahiplenmesi gerektiğini söylüyor. Aksi halde marka ile ilişkilerinde işlerin ters gittiğini vurguluyor.
Edelman Trust Barometer 2023 raporu, marka ve tüketici ilişkisinde güvenin temel bir unsuru olduğunu gösteriyor ve özellikle sosyal sorunlara taahhüt eden, samimi ve gerçekçi markaların tüketiciler tarafından tercih edildiğini vurguluyor.
Etiketlendi:
- Pazarlama
Ne düşünüyorsunuz?
Fikrini bilmek güzel. Yorum bırakın.