NASA’nın OSIRIS-REx uzay aracı, uzun bir süre boyunca Bennu adlı ünlü göktaşını inceleyerek örnekler topladı.
2016 yılında fırlatılan ve Bennu’dan kayaç örnekleri almakla görevlendirilen bu uzay aracı, 20 Ekim 2020’de ilk kez kısa bir süreliğine göktaşına iniş yaparak yaklaşık 56 gram örnek toplamayı başardı.
24 Eylül’de, bu örnekleri Dünya’ya getirmek için bir misyon tamamlanmış olacak.
OSIRIS-REx’in ana amacı, Güneş Sistemi’nin kökenleri hakkında yeni bilgiler elde etmekti.
Uzay aracı, örnekleri teslim ettikten sonra OSIRIS-APEX adını alacak ve “potansiyel tehlike” olarak kabul edilen Apophis adlı bir göktaşına yönlendirilecek.
Bilim insanları, bu yeni görev sırasında hem asteroidin yapısını incelemeyi hem de Dünya’nın kütle çekim kuvvetinin etkisi altında yakın geçişler sırasındaki etkileşimi anlamayı hedefliyorlar.
Neden Bennu?
NASA’nın 2018 yılında göktaşının yörüngesine giren ve 2019’da yakın geçiş yapan OSIRIS-REx uzay aracından gelen veriler, Dünya’da yaşamın kökenine dair “şaşırtıcı” ipuçları sunmuştu. Bu veriler, göktaşı üzerinde hidrojen ve oksijen atomlarından oluşan moleküllerin yanı sıra bir dizi büyük kaya parçasının varlığını gösteriyordu. Bu nedenle NASA, uzay aracından gelecek numuneleri son derece önemsiyor. NASA’nın o dönemde yayımladığı açıklamada şu ifadeler yer alıyordu:
OSIRIS-REx’le Bennu’nun incelenmesi bilim insanlarına güneş sistemimizin kökenleri, Dünya’daki su ve organik moleküllerin kaynakları ve uzayda Dünya’ya yakın bölgedeki tehlikeler ve kaynaklar hakkında daha fazla bilgi edinme imkanı sunacak.
KQueen’in gitaristi Brian May’in büyük katkısı
Brian May, görev liderlerinin Bennu’ya güvenli bir iniş yapabilmek için belirledikleri güvenli iniş noktalarını oluştururken büyük bir rol oynayan bir isim oldu. Efsanevi rock grubu Queen’in gitaristi olarak tanınan May, elde edilen verileri kullanarak Bennu’nun üç boyutlu görüntülerini özenle oluşturdu.
May, 2007 yılında Imperial College London’dan astrofizik alanında doktora derecesi aldı ve 2008’den 2013’e kadar Liverpool John Moores Üniversitesi’nde çalıştı. Ayrıca, NASA’nın Plüton misyonunda da bilim ekibine katılmıştı.
May’in çalışma arkadaşı Claudia Manzoni, “Brian, alanın görüntülerini işliyordu, ben ise numune alma noktalarını bulma konusunda endişeliydim” dedi.
Sonunda ince taneli malzemeyle dolu, çapı belki 10 ya da 20 metre olan çanak şeklindeki küçük kraterler gördük. O an ipin ucunu yakaladığımızı anladım.
İçi krema dolu bir sürpriz yumurtaya benziyor
Göktaşının İç Yoğunluğu: OSIRIS-REx görevi, Bennu’nun dış yüzeyinin tahmin edilenden daha yoğun olduğunu gösterdi. Bu keşif, bilim insanlarının Bennu’nun iç yapısını daha iyi anlamalarına yardımcı oldu. Bennu’nun bu yoğunluğu, onu içi krema dolu bir sürpriz yumurtaya benzetmelerine neden oldu.
Kraterler ve İnce Yüzey: Bennu’nun yüzeyi, daha büyük nesnelerin çarpışmalarının sonucunda oluşmuş birçok kraterle kaplıdır. Bu kraterler, Bennu’nun Güneş Sistemi’nde uzun bir yolculuk boyunca çeşitli çarpışmalarla karşılaştığını gösteriyor. Ayrıca Bennu’nun yüzeyi oldukça ince ve kumlu bir yapıya sahiptir, bu da onun geçmiş maceralarını yansıtır.
OSIRIS-REx görevi, Bennu hakkında daha fazla bilgi edinmek ve Güneş Sistemi’nin evrimini anlamak için önemli bir adım atmıştır. Bu görev sayesinde Bennu’nun özellikleri ve geçmişi hakkında daha fazla veri toplanmış ve analiz edilmiştir.
Uzay aracı, göktaşının çekirdeğinin yüzeyden daha yumuşak olduğunu keşfetmekle kalmamış, aynı zamanda bu göktaşının bileşiminin nispeten kısa bir süre içinde kaybolabileceğini de göstermiştir.
Prof. Daniel Scheeres, “Belki bir milyon yıl veya daha kısa bir süre içinde bu nesnenin tamamen parçalanacağını hayal edebilirsiniz” şeklinde açıklamada bulunuyor.
Ayrıca, Bennu’nun oluşturduğu maddelerin yüzeye yayıldığı da düşünülmektedir. Bu, yüzeyden alınan herhangi bir örneğin tüm göktaşını temsil edebileceğini göstermektedir.
Ryugu’yla kıyaslanacak
Bennu, Dünya’dan en az 320 milyon kilometre uzakta bulunan bir göktaşıdır.
Bu göktaşı, uzay keşif tarihinde en fazla araştırılan asteroidlerden biri olarak kabul edilir ve aynı zamanda Güneş Sistemi’nin çevresinde dönen birçok benzer nesneye dair önemli bilgiler sağlar.
Ayrıca, Bennu’dan alınan numuneler, Japonya menşeli bir uzay aracı tarafından toplanan Ryugu göktaşından gelen numunelerle karşılaştırılabilecektir. Ryugu’yu inceleyen bu uzay aracı, topladığı örneklerle Dünya’ya geri dönmüştü.
Bennu’dan Dünya’ya dönüş
10 Eylül’de, OSIRIS-REx uzay aracı, kendi rotasını ayarlamak için iticilerini ateşledi ve Dünya’ya doğru yol aldı.
Bu uzay görevi bilim insanları arasında büyük heyecan ve gerilim yarattı. Uzay aracı, gezegenimize yaklaştığında, Bennu asteroidinden topladığı numuneleri içeren kapsülü fırlatacak. Kapsül saatte 43 bin kilometre hızla atmosfere girecek ve ana paraşütleri kullanarak hızını yavaşlatacak. Paraşütler sayesinde, aracın hızının saatte 16 kilometreye kadar düşmesi planlanıyor.
Kapsülün Utah Test ve Eğitim Alanı’na paraşütle inişi, ABD ordusu tarafından gerçekleştirilecek. Atmosfere girişin Türkiye saatiyle 17:42’de başlaması bekleniyor ve 13 dakika içinde kapsülün güvenli bir şekilde teslim alınması hedefleniyor.
Toplanan numunelerin ilk incelemelerinin sonuçları, 11 Ekim’de canlı bir yayında paylaşılacak.
“Dokun ve havalan”
NASA mühendisleri, OSIRIS-REx’in 7 yıllık görevinin en önemli anı olarak kabul ettikleri örnek toplama manevrasına “Dokun ve Kalk” adını veriyorlar. Bu terim, İngilizce’de “touch and go” olarak adlandırılır ve uçakların piste inip hemen ardından yeniden havalanmasını ifade etmek için kullanılır. Başka bir deyişle, uzay aracı aslında Bennu yüzeyine çok kısa bir süreliğine dokunuyor.
Bennu, 2182’de Dünya’ya mı çarpacak?
Bennu, Dünya’ya çarpma olasılığı en yüksek göktaşlarından biri olarak bilinse de, NASA, bu nesnenin bileşimini ve yörüngesini inceleyerek riski daha iyi anlamayı hedefliyor.
Ancak, çarpışma olasılığı son derece düşüktür. OSIRIS-REx görevinin verilerine göre, Bennu’nun Dünya’ya en olası çarpma tarihi 24 Eylül 2182 olarak belirlendi. NASA’ya göre, bu tarihte Bennu’nun Dünya’ya çarpma ihtimali oldukça nadirdir, yaklaşık olarak yüzde 0,037 gibi bir olasılığa sahiptir.
NASA, “Çarpma ihtimali çok düşük olsa da, Bennu, Güneş Sistemi’ndeki bilinen en tehlikeli göktaşlarından biri olarak kabul edilmeye devam ediyor” açıklamasında bulundu.
Bennu’nun yaklaşık 500 metre çapında bir göktaşı olduğu düşünülüyor. Eğer Dünya’ya çarparsa, bu çarpma sonucunda yaklaşık 1200 megaton enerji açığa çıkabilir. Bu, insanlar tarafından üretilen en güçlü nükleer silahın enerjisinin yaklaşık 24 katıdır.
Ancak yine de, bu açığa çıkacak enerji, dinozorların yok olmasına neden olan 9,7 kilometrelik göktaşının açığa çıkardığı enerjiden çok daha küçüktür.
Apophis de “potansiyel tehlike
Jüpiter’in meridyeni geçtikten 30 dakika sonraki fotoğrafı Marco Lorenzi tarafından Singapur’da çekildi.
Büyük Kırmızı Nokta ve özellikle hidrojen ile helyum gazından oluşan atmosferin pek çok detayı, birkaç küçük fırtına da dahil olmak üzere açıkça görülüyor.
Ne düşünüyorsunuz?
Fikrini bilmek güzel. Yorum bırakın.