Motor Nöron Hastalığı Olanlar İçin Ses Klonlama Teknolojisi Yeni Bir Umut Olabilir !
Motor nöron hastalıkları (MNH), sinir hücrelerine zarar vererek hareket ve konuşma yetisini kaybetmeye neden olan ciddi bir sağlık sorunudur. Ancak yapay zeka teknolojisi, bu hastaların kaybettikleri seslerini geri kazanmalarına yardımcı oluyor. Yapay zeka destekli ses klonlama sistemleri sayesinde, hastalar yeniden iletişim kurabiliyor ve hatta günlük yaşamlarına daha fazla katılım gösterebiliyor.
Sesini Kaybetti, Yapay Zeka Onu Geri Getirdi
Yurt dışında yaşayan Jules Rodriguez, motor nöron hastalıklarından biri olan Amyotrofik Lateral Skleroz (ALS) teşhisi aldıktan sonra konuşma yetisini giderek kaybetti. Hastalığı ilerledikçe, baş ve boyun kasları dahil birçok kas grubunda zayıflama meydana geldi. 2024 yılına gelindiğinde doktorlar, Rodriguez’in yakında kendi başına nefes alamayabileceğini belirtti. Bunun üzerine, nefes almasını kolaylaştırmak için trakeostomi işlemi uygulanarak nefes borusuna bir tüp takıldı. Ancak bu işlem, Rodriguez’in sesini tamamen kaybetmesine neden oldu.
Rodriguez ve eşi Maria Fernandez, artık onun sesini bir daha duyamayacaklarını düşünüyordu. Ancak yapay zeka teknolojisi sayesinde, eski ses kayıtlarından yola çıkılarak Rodriguez’in sesi yeniden oluşturuldu. Film, televizyon ve radyo yayınlarından elde edilen kayıtlar kullanılarak yapay zeka ile bir ses klonu geliştirildi. Şimdi, Rodriguez göz hareketlerini takip eden bir cihazla yazdığı cümleleri, kendi sesiyle dinleyebiliyor.
“Uzun bir aradan sonra tekrar kendi sesimi duymak bana moral verdi,” diyen Rodriguez, bu teknolojinin sosyal hayatını önemli ölçüde iyileştirdiğini vurguluyor. Yapay zeka destekli ses klonu sayesinde arkadaşları ve ailesiyle daha rahat iletişim kurabiliyor, hatta bu yeni sesiyle sahneye çıkıp komedi gösterileri bile yapıyor.
Ücretsiz Sunulan Bir Teknoloji
Rodriguez, bu hizmeti sağlayan ElevenLabs adlı bir şirketin sunduğu ücretsiz ses klonlama teknolojisinden yararlanan binlerce kişiden biri. Yapay zeka ile üretilen bu ses klonları, her ne kadar yüzde yüz doğal olmasa da, önceki iletişim araçlarına kıyasla büyük bir ilerleme kaydediyor. Motor Nöron Hastalığı Derneği’nde konuşma ve dil terapisti, bu teknolojinin hastalar için büyük bir avantaj sağladığını belirtiyor.
Ses Kaybı ve Motor Nöron Hastalıkları
Motor nöron hastalıkları, kasları ve hareketleri kontrol eden sinir hücrelerinin zamanla yok olmasına neden olan bir grup hastalığı kapsar. Hastalar, zamanla kaslarını hareket ettirme yetisini kaybeder ve hastalığın ilerleyen evrelerinde nefes almak dahi zor hale gelir. Henüz kesin bir tedavisi bulunmayan bu hastalık, teşhis konulan hastaların yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürmektedir.
Rodriguez, hastalığın ilk belirtilerini 2019 yazında fark etti. Önce sol omzunda güç kaybı yaşadı, ardından kol kasları incelmeye başladı. Kasım ayında video oyunu oynarken sağ başparmağını hareket ettirememesi, sorunun daha ciddi olabileceğine işaret ediyordu. 2020 yılının Şubat ayında bir el cerrahına başvurduğunda ALS teşhisi kondu. O sırada sadece 35 yaşındaydı.
Ses Bankalama ve Yapay Zeka Destekli Klonlama
ALS teşhisi konulan hastalara genellikle seslerini “bankalamaları” önerilir. Bu süreçte, hastalar yüzlerce farklı cümleyi kaydederek ilerleyen yıllarda kendi seslerini kullanmaya devam edebilirler. Ancak geleneksel yöntemlerle üretilen bu sesler genellikle yapay ve robotik bir tınıya sahip olduğundan hastaların kendilerini ifade etmesini zorlaştırıyordu.
Richard Cave, geçmişte motor nöron hastalığı olan hastalara ses bankalama sürecinde yardımcı olduğunu belirtiyor. “Eskiden bu süreci tamamlamak için 1.500 cümle okunması gerekiyordu. Bu, aylar süren yorucu bir işlemdi ve sonuç her zaman tatmin edici olmuyordu,” diyor.
Son yıllarda, yapay zeka tabanlı ses klonlama teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte bu süreç hızlandı. Artık sadece 30 dakikalık bir ses kaydı ile hastaların kendi sesine çok yakın bir dijital kopya oluşturulabiliyor.
Yapay Zeka ile Sesin Geri Kazanılması
Ses klonlama teknolojisinin gelişimi, film, televizyon ve podcast içerik üretimi için yapay zeka ile ses oluşturmayı amaçlayan bir şirket sayesinde hızlandı. Şirket, geçen yıl bir yardım kuruluşu olan Bridging Voice’un önerisiyle ALS hastaları için bu teknolojiyi ücretsiz sunmaya başladı.
Cave, yeni teknolojiyi deneyen hastaların büyük bir kısmının olumlu geri bildirim verdiğini söylüyor. “Önceki bankalanmış seslere kıyasla çok daha doğal bir sonuç elde ediliyor. Yapay zeka, konuşma sırasında doğal duraklamaları ve hatta insanların sıkça kullandığı ‘hmm’ ve ‘eee’ gibi sesleri bile ekleyebiliyor,” diye açıklıyor.
Kendi Sesini Geri Kazananlar
Bu teknolojiden faydalanan hastalardan biri de 65 yaşındaki Joyce Esser. 2024 yılının Mayıs ayında bulbar motor nöron hastalığı teşhisi konulan Esser, zamanla konuşma ve yutkunma yetisini kaybetmeye başladı. Henüz konuşabiliyor olsa da, sesi giderek zayıflıyordu.
Esser, bir süre önce yerel bir radyo programına katılmış ve burada dört buçuk dakikalık bir ses kaydı aldırmıştı. Bu kayıt, ElevenLabs’e gönderildikten sonra yapay zeka destekli bir ses klonu oluşturuldu. Bir hafta sonra, Esser kendi sesini tekrar duyduğunda gözyaşlarına boğuldu. “Sesimi geri kazandım! Bu inanılmaz bir duygu!” diyerek mutluluğunu paylaştı.
Eşi Paul Esser ise, “Onun sesini bir daha duyamayacağımızı sanıyorduk. Bu bizim için büyük bir mucize,” diyor.
Hastalar İçin Yeni Bir Umut
Kaybedilen bir sesi geri kazanmak, hastalar ve yakınları için son derece duygusal bir deneyim olabilir. Rodriguez’in eşi Maria Fernandez, yapay zeka ile oluşturulan sesi ilk kez duyduğunda hüzün ve mutluluk karışımı bir his yaşadığını belirtiyor. “O sesi tekrar duymak, onun kim olduğunu ve neleri kaybettiğimizi hatırlattı. Ama aynı zamanda harikaydı, adeta bir mucizeydi,” diyor.
Rodriguez, yapay zeka sayesinde artık insanlarla daha fazla iletişim kurabildiğini ifade ediyor. “Bu teknoloji olmasa, insanlarla bu kadar sık konuşmazdım,” diye ekliyor.
Konuşma yetisini kaybeden motor nöron hastaları için yapay zeka destekli ses klonlama teknolojisi, iletişimlerini güçlendiren önemli bir adım olarak öne çıkıyor. Bu sayede hastalar, sosyal hayatlarına daha fazla dahil olabilirken, kaybettikleri seslerini geri kazanarak kendilerini daha iyi ifade edebiliyorlar.
Motor Nöron Hastalığı (MND) nedeniyle konuşma yetisini kaybeden bireyler için geliştirilen ses klonlama teknolojisi, hastaların iletişim kurmasına yardımcı oluyor. Ancak bu sistem, pratik kullanım açısından bazı eksiklikler barındırıyor.
MND hastalarının yazı yazarak iletişim kurmasını sağlayan birçok cihaz bulunuyor. Parmak, göz veya dil hareketleriyle yazmayı mümkün kılan bu sistemler, hastaların başkalarıyla bağlantı kurmasını sağlıyor. Yeni geliştirilen ses klonlama teknolojisi ise, bireylerin kendi sesleriyle konuşmalarını sürdürebilmelerine imkân tanıyor.
Bu teknolojiyi kullananlardan biri olan Rodriguez, ALS teşhisi konmadan önce stand-up komedi gösterileri yapıyordu. Hastalığın ilerlemesiyle birlikte konuşma yetisini kaybeden Rodriguez, ses klonlama teknolojisini ilk kez duyduğunda eski mesleğine geri dönebileceğini fark etti. “Zamanla sesimi ve yürüme yetimi kaybettim. Bunun benim için bir son olduğunu düşündüm. Ama sesimi yeniden duyduğumda, bu teknolojinin şaka yapmaya devam etmemi sağlayacağını anladım,” diyerek duygularını dile getirdi.
Ancak, bu sistemin kullanımı her zaman pratik değil. Konuşmalar yazıya dökülerek oluşturulduğu için iletişim süreci yavaş ilerliyor. Rodriguez’in arkadaşı Fernandez, “Tartışmalarımız çok yavaş ilerliyor. Sanki çok yavaş oynanan bir masa tenisi oyunu gibi,” diyerek teknolojinin hız konusundaki dezavantajını vurguluyor.
Hazır İfadeler İçin Uygun Ama Günlük Konuşmalar İçin Değil
Ses klonlama teknolojisini deneyimleyen bir diğer kullanıcı Joyce Esser, eski sesini tekrar duyabilmenin kendisini mutlu ettiğini ancak bu yöntemin günlük sohbetler için yeterince pratik olmadığını belirtiyor. Esser, bu sistemi telefonuna yükleyerek denediğini ancak metin girişini hızlandıran “kaydırarak yazma” (swipe typing) özelliğinin desteklenmediğini söylüyor. Ayrıca, metinlerin tek tek yazılıp yüklenmesi gerektiğinden, iletişim sürecinin oldukça yavaş olduğunu ifade ediyor.
Kendi sesine sahip, kaydırarak yazmayı destekleyen ve anında konuşma üreten bir cihazın çok daha işlevsel olacağını belirten Esser, şu anda en çok kullandığı iletişim aracının basit bir yazı tahtası olduğunu söylüyor. “Bu yöntem hızlı ve karşımdaki kişi yazdıklarımı okurken sürece dahil olabiliyor. Bu yüzden en anlık ve kapsayıcı iletişim yöntemi bu,” diye ekliyor.
Ses klonları, bazı kullanıcılar için yeterince duygusal ifade taşıyamadığı için de eleştiriliyor. Rodriguez, uzun cümleler yazıldığında yapay zekâ sesinin “yoruluyormuş gibi” geldiğini belirtiyor. Esser ise sesin yeterince güçlü olmadığını, hızın fazla yüksek olduğunu ve duyguları yansıtmakta eksik kaldığını ifade ediyor. Bunun için emoji veya farklı tonlama seçenekleri gibi özelliklerin eklenmesi gerektiğini söylüyor.
Hiper-Gerçekçi Avatarlar Üzerinde Çalışılıyor
Bu sorunları çözmek adına bazı kuruluşlar yeni teknolojiler geliştiriyor. Motor Nöron Hastalığı olan bireylerin yaşam kalitesini artırmayı amaçlayan Scott-Morgan Vakfı, teknoloji şirketleriyle iş birliği yaparak kişiye özel iletişim sistemleri geliştiriyor. Vakıf, ElevenLabs tarafından geliştirilen ses klonlarını hiper-gerçekçi avatarlarla birleştirmeyi planlıyor.
Bu avatarlar, bireylerin yüzüne benzeyen dijital görüntüler oluşturarak ekranda konuşabiliyor. Scott-Morgan Vakfı, D-ID adlı bir şirketle birlikte bu avatarları geliştirmek için çalışıyor. Ancak bu teknolojinin uygulanması oldukça zahmetli bir süreç gerektiriyor. Örneğin, ALS teşhisi konan Erin Taylor, kendi avatarını oluşturabilmek için 500 cümleyi kameraya söylemek ve beş saat boyunca ayakta durmak zorunda kaldı.
Araştırmacı, sürecin zorluklarına rağmen ortaya çıkan sonucun etkileyici olduğunu belirtiyor. “Annesi bana, ‘Erin’in gülümsemesini yakalamaya başlıyorsunuz’ dedi. Bu beni derinden etkiledi,” diyor.
Ancak bu avatarların günlük kullanımdaki işlevselliği hâlâ tartışmalı. Teknoloji uzmanı Cave, “Bu sistemlerin gerçekten işe yarayan kullanım alanlarını bulmaya çalışıyoruz. Asıl mesele şu: Kendimizi nasıl temsil etmek istiyoruz?” diyerek sorunun felsefi boyutuna dikkat çekiyor.
Avatarlar ve Gerçek İletişim
Bazı uzmanlar, motor nöron hastalığı olan bireylerin yüzleri yerine ekranda avatarlarının gösterilmesi gerektiğini savunuyor. Ancak bu fikre temkinli yaklaşanlar da var. Rodriguez ve Esser, avatarların yüz ifadelerini yansıtabilmesi nedeniyle iletişimi güçlendirebileceğini düşünüyor. Ancak Esser, avatarın kullanıcıların gerçek yüzünü tamamen gizlememesi gerektiğini belirterek, “İnsanların gözlerimizin içine bakabilmesi, ruhumuzu görebilmesi gerekiyor,” diyor.
Scott-Morgan Vakfı, ihtiyacı olan bireyler için daha gelişmiş iletişim araçları geliştirmek adına teknoloji şirketleriyle iş birliğini sürdürüyor. ElevenLabs ise konuşma güçlüğü çeken bireylere yönelik yeni projeler geliştirmeyi hedefliyor.
Teknoloji ilerledikçe, Rodriguez, Esser ve Cave gibi kullanıcılar da ses klonları konusunda farkındalığı artırmak için çalışmalar yürütüyor. Fernandez, bu teknolojinin her sorunu ortadan kaldırmasa da MND’li bireylerin aileleriyle bağlarını güçlendirdiğini belirtiyor. “Bu gerçekten bizim için oyunun kurallarını değiştiriyor,” diyor.
Sonuç olarak, yapay zeka destekli ses klonları ve avatar teknolojileri, motor nöron hastalığı (MND) gibi konuşma yetisini kaybettiren rahatsızlıkları olan bireyler için önemli bir iletişim aracı olma potansiyeli taşıyor. Ancak mevcut sistemler henüz mükemmel değil; duygu aktarımı, konuşma hızı, pratiklik ve kullanıcı deneyimi gibi konularda gelişmeye ihtiyaç duyuyor.
Teknoloji şirketleri ve vakıflar, bu çözümleri daha erişilebilir, doğal ve etkili hale getirmek için çalışmalarını sürdürüyor. Amaç, bu tür hastalıklarla yaşayan bireylerin sadece seslerini değil, aynı zamanda ifade biçimlerini, duygularını ve kişiliklerini de koruyarak iletişimlerini güçlendirmek.
Gelecekte bu teknolojilerin daha da gelişmesiyle, konuşma yetisini kaybeden bireylerin günlük hayatlarında daha aktif ve bağımsız bir şekilde var olabilmeleri sağlanabilir. Teknoloji, sadece bir araç değil, aynı zamanda bireylerin kimliklerini ve sosyal bağlarını koruyabilmeleri için güçlü bir destek mekanizması haline gelebilir.
Etiketlendi:
- Yapay Zeka
Ne düşünüyorsunuz?
Fikrini bilmek güzel. Yorum bırakın.