Yapay zeka artık kişiliğinizin bir kopyasını oluşturabilir !
Yurt dışının en prestijli üniversitesinde ve Google DeepMind’dan yapılan yeni bir araştırma, sadece iki saatlik bir görüşmenin, insanların değerlerini ve tercihlerini doğru bir şekilde yansıtan bir yapay zeka kopyası oluşturulmasına olanak tanıdığını ortaya koydu.
Hayal edin, yapay zeka ile iki saatlik bir görüşme yapıyorsunuz. Bu görüşme sırasında, yapay zekaya çocukluğunuzdan, önemli anılarınızdan, kariyerinizden ve göç politikası gibi ciddi konulardaki düşüncelerinizden bahsediyorsunuz. Görüşme sonunda ise, tüm bu bilgileri kullanarak yapay zeka, sizin değerlerinizi ve tercihlerinizi neredeyse kusursuz bir şekilde yansıtan bir sanal kopya oluşturuyor.
Bu, Yurt dışının en prestijli üniversitesi ve Google DeepMind araştırmacılarından oluşan bir ekibin gerçekleştirdiği araştırma ile mümkün hale geldi. Araştırma, henüz hakem değerlendirmesinden geçmemiş olsa da, platformlar üzerinde yayımlandı.
Araştırmayı yürüten ekip, yaş, cinsiyet, ırk, bölge, eğitim durumu ve siyasi ideoloji gibi farklı özelliklere sahip 1.000 katılımcıyı araştırmaya dahil etti. Katılımcılar, görüşme için 100 dolara kadar ödeme aldı. Görüşmelerden elde edilen bilgilerle, katılımcıların yapay zeka kopyaları oluşturuldu. Bu kopyaların ne kadar doğru çalıştığını test etmek için, katılımcılar ve kopyalar, iki hafta arayla aynı kişilik testleri, sosyal anketler ve mantık oyunlarını yaptı. Sonuçlar, katılımcıların ve kopyaların %85 oranında benzerlik gösterdiğini ortaya koydu.
Araştırmanın lideri, bu gelişmenin gelecekte hayatımıza nasıl etki edebileceğini şu şekilde açıklıyor: “Birçok ‘küçük siz’in etrafta dolaşıp sizin yerine kararlar alabiliyor olması, bence gelecekte gerçekleşecek bir şey.”
Bu kopyalar, makalede “simülasyon ajanları” olarak adlandırılıyor. Araştırmacıların bu simülasyon ajanlarını yaratmalarının arkasındaki ana neden, sosyal bilimler ve benzeri alanlarda gerçek insanlarla yapılan araştırmaların çok pahalı, pratik olmayan ya da etik olmayan durumlar yaratabileceği için, daha kolay ve hızlı araştırmalar yapılmasını sağlamaktır. Gerçek insanları taklit edebilen yapay zeka modelleri geliştirildiğinde, sosyal medya üzerindeki yanlış bilgi yayılımını engellemeyi test etmek ya da trafik sıkışıklığı gibi çeşitli sosyal davranışları incelemeyi mümkün hale getirebilir.
Simülasyon ajanları, günümüzdeki yapay zeka uygulamalarından biraz farklı. Mevcut yapay zeka sistemlerinin çoğu, “araç tabanlı ajanlar” olarak adlandırılır ve bunlar kullanıcıların yerine bir şeyler yapmaya odaklanmıştır. Örneğin, veri girişi yapabilir, saklanan bilgilere erişebilir veya bir gün seyahat rezervasyonları yapıp randevuları ayarlayabilir. Salesforce ( işletmelerin müşteri ilişkilerini yönetmelerine yardımcı olan bir yazılım platformudur. ), Eylül ayında kendi araç tabanlı ajanlarını tanıttı; Ekim ayında ise yurt dışında bir teknoloji şirketi bunu takip etti. OpenAI’nin ise Ocak ayında benzer bir yapay zeka modeli piyasaya sürmesi bekleniyor.
Simülasyon ajanları ve araç tabanlı ajanlar arasında önemli farklar bulunmakla birlikte, her iki model de güçlü yapay zeka ajanlarının gelişmesine katkı sağlayabilir. Araştırmacı, bu araştırmayı şu şekilde değerlendiriyor: “Bu makale, gerçek insanları kullanarak oluşturulmuş kişiliklerin simülasyon ortamında nasıl kullanılabileceğini gösteriyor. Gerçek insanlarla yapılamayacak araştırmalar yapılmasını sağlıyor.”
Ancak bu tür teknolojilerin gelişmesiyle birlikte, bazı önemli uyarılar da gündeme geliyor. Görüntü üretim teknolojisinin, insanların rızası olmadan zararlı deepfake’ler yaratılmasına olanak tanıması gibi, simülasyon ajanları oluşturma teknolojisi de, insanların niyet etmediği şekilde çevrimiçi temsil edilmelerine yol açabilir. Bu da, kişilerin adına konuşan ya da onların onayı olmadan bir şeyler söyleyen araçların yaratılması endişesini beraberinde getiriyor.
Araştırma ekibinin, yapay zeka ajanlarının insanları ne kadar doğru bir şekilde taklit edebileceğini test etmek için kullandığı değerlendirme yöntemleri ise oldukça temel düzeydeydi. Bu testler arasında, demografik bilgiler, mutluluk düzeyi, davranışlar ve daha fazlasını toplayan Genel Sosyal Anket ve kişilik özelliklerini ölçen Beş Büyük Kişilik Özellikleri testleri yer alıyor. Bu testler, sosyal bilimlerde sıkça kullanılsa da, bir kişiyi tam anlamıyla tanımak için yeterli olmayabiliyor. Ayrıca, ajanlar, adalet gibi değerleri ölçmeye yönelik “diktatör oyunu” gibi davranışsal testlerde, insanların davranışlarını taklit etme konusunda zorluklar yaşadı.
Araştırma, insanların benzersizliğini yapay zeka sistemlerinin anlayabileceği bir formata dönüştürmek için çeşitli yöntemler geliştirmeye ihtiyaç duydu. Bu amaçla, nitel görüşmelerin en verimli yol olduğuna karar verildi. Araştırmacı, bir kişiyi anlamak için görüşmelerin gücünü şu şekilde anlatıyor: “İki saatlik bir podcast’te konuşuyordum ve sonrasında insanlar benim hakkımda çok şey biliyor gibiydi. Bu, iki saatlik bir konuşmanın gücüdür.”
Bu tür görüşmeler, anketlerde yer almayan, kişisel deneyimleri ve yaşanmışlıkları ortaya koyabiliyor. Örneğin, kanser tedavisini atlatmış birinin yaşadığı deneyimler, kişinin nasıl düşündüğünü ve davrandığını anlamak için önemli ipuçları verebilir. Bu tür bilgileri bir anketle elde etmek çok daha zor olabilir.
Ancak, görüşmeler dışında başka seçenekler de mevcut. “Dijital ikiz” oluşturmayı teklif eden şirketler, kullanıcıların e-postalarını veya diğer verilerini yapay zeka sistemlerine yükleyerek kişilik kopyalarını oluşturabiliyor. Ancak bu yöntemde, daha büyük veri setlerine ihtiyaç duyulabiliyor. Araştırmacılar, bu yeni makalenin sunduğu yaklaşımı şu şekilde değerlendiriyor: “Burada gerçekten ilginç olan şey, çok fazla bilgiye ihtiyaç olmayabileceği.” Bu yöntemin şirketi tarafından da denenmesi planlanıyor. Araştırmacı, kullanıcıların her gün 30 dakika yapay zeka ile konuşmalarını önererek, bu konuşmaları dijital ikizlerini oluşturmak için kullanabileceklerini belirtiyor.
Yapay zekanın kişiliğimizi doğru bir şekilde yansıtması, bir yandan büyük olanaklar sunarken, diğer yandan önemli etik soruları da gündeme getiriyor. Bu gelişmeler, kişisel verilerimizin daha güvenli bir şekilde kullanılmasını ve yönetilmesini gerektirecek gibi görünüyor.
Etiketlendi:
- Yapay Zeka
Önceki Yazı
Ne düşünüyorsunuz?
Fikrini bilmek güzel. Yorum bırakın.