Tamamen Yeni Bir Ağaç Türü Keşfedildi !
Bilim insanları, klasik sert ağaç ve yumuşak ağaç sınıflandırmalarının dışında kalan, “orta ağaç” olarak adlandırılan tamamen yeni bir ağaç türü keşfettiler. Bu ağaç türü olan lale ağaçları, hızlı büyümeleri ve yüksek karbon depolama kapasiteleri ile iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir kaynak olabilir.
Yapılan bir çalışma, ağaçları hücresel düzeyde inceledi ve bu süreçte, bazı ağaç türlerinin ne sert ağaç ne de yumuşak ağaç olarak sınıflandırılabileceğini, bunun yerine bu iki türün arasında bir yapıya sahip olduğunu ortaya koydu. Bu yeni tanımlanan ağaç türü, “orta ağaç” olarak adlandırıldı. Lale ağaçları bu özellikleriyle hızlı büyüyüp büyük miktarda karbon depolama kapasitesine sahip, bu da onları karbon yakalama konusunda etkili bir seçenek haline getiriyor.
Geleneksel olarak ağaçlar, sert ağaçlar ve yumuşak ağaçlar olarak iki ana kategoriye ayrılır. Sert ağaçlar (angiospermler) tohumlarını meyve veya kabuk içinde (örneğin meşe veya akçaağaç) dağıtırken, yumuşak ağaçlar (gymnospermler) tohumlarını açıkta bırakır (örneğin kozalaklı ağaçlar). Ağaçların mikroskobik yapıları da bu iki tür arasında farklılık gösterir; sert ağaçların hücre duvarlarında bulunan makrofibriller ( ağaçların hücre duvarlarında bulunan, selüloz ve diğer polisakaritlerden oluşan lif benzeri yapılarıdır. ) dar ve bu, ağacın sertliğini ve dayanıklılığını sağlar.
Bir çalışma, sert ve yumuşak ağaçların mikroskobik yapılarını daha iyi anlamak amacıyla yapılmıştı ve araştırmacılar şaşırtıcı bir bulguya ulaştılar. Sert ağaçların makrofibrilleri yaklaşık 15 nanometre çapında iken, yumuşak ağaçların makrofibrilleri 25 nanometre çapındadır.
Araştırma ekibi, bir dergide yayımladıkları makalede, Liriodendron cinsinin iki hayatta kalan türü olan Lale Ağacı ve Çin Lale Ağacı’nın makrofibrillerinin çapının 20 nanometre olduğunu ortaya koydu. Bu bulgu, çeşitli ağaç örneklerini elektron mikroskobu altında incelerken elde edildi.
Lale Ağacı, yurt dışında bazı ülkerin bölgelerinde yetişir ve 45 metreye kadar büyüyebilir. Çin Lale Ağacı ise 40 metreye kadar ulaşabilir ve Çin ile Vietnam’a özgüdür; ayrıca bazı bölgelerde süs ağacı olarak da yetiştirilmektedir.
Yurt dışındaki bir üniversitedeki araştırmacı, “Liriodendronların, ne yumuşak ağaç ne de sert ağaç yapısına sahip olan ara makrofibril yapısına sahip olduklarını gösterdik” açıklamasında bulundu. Araştırmacı, “Liriodendronlar, Magnolia Ağaçları’ndan yaklaşık 30-50 milyon yıl önce ayrıldı, bu da atmosferdeki CO2 miktarının hızla azaldığı bir döneme denk geliyor. Bu durum, Lale Ağaçlarının karbon depolamada neden bu kadar etkili olduğunu açıklamaya yardımcı olabilir” dedi.
Lale ağaçları, hızlı büyümeleri sayesinde büyük miktarda karbonu atmosferden çekip depolayabiliyor. Bu özellikleri, onları iklim değişikliğiyle mücadele stratejilerinde değerli bir araç yapabilir. Araştırmacı, “Her iki Lale Ağacı türü de karbonu kilitleme konusunda son derece etkili. Genişlemiş makrofibril yapıları, atmosferdeki karbon miktarı düştüğünde daha büyük miktarda karbonu yakalayıp depolamalarına yardımcı olabilir,” dedi. “Lale Ağaçları, karbon yakalama plantasyonları için oldukça faydalı olabilir.”
Doğu Asya’nın bazı ülkeleri, Liriodendron plantasyonlarını karbon yakalama için verimli bir şekilde kullanıyor. Araştırmacılar, bu etkinin ağaçların benzersiz yapısından kaynaklandığını düşünüyor. Yeni keşfedilen bu ağaç türünün potansiyel faydaları göz önüne alındığında, bir dahaki sefere biri size “orta” derse, bunu bir iltifat olarak kabul edebilirsiniz.
Etiketlendi:
- bilim
Ne düşünüyorsunuz?
Fikrini bilmek güzel. Yorum bırakın.