Görme Engellilere Umut: Retinal İmplantla Yeniden Görme İmkânı Sağlanıyor !
Yurt dışında bulunan biyoteknoloji firması Science Corporation ( Gelişmiş tıbbi teknolojiler üzerinde çalışan bir şirkettir. ), geliştirdiği “Prima” adlı retinal implant ile merkezi görme kaybı yaşayan bireylerin kitap okuma, yüz tanıma ve oyun oynama gibi yetilerini yeniden kazanmasını sağladı. Deneysel olarak uygulanan bu implant, yaşa bağlı makula dejenerasyonu ( Retina altında anormal kan damarları oluşur ve bu damarlar sıvı sızdırarak merkezi görme kaybına yol açar. ) nedeniyle merkezi görüşünü kaybetmiş olanlar için yeni bir umut ışığı olarak değerlendiriliyor.
Uzun yıllardır yaşlanan retina hücrelerinin neden olduğu merkezi görüş kaybı sorunu, birçok kişiyi etkiliyor. Görme kaybına yol açan bu durum, ışık duyarlılığı olan fotoreseptör hücrelerin zamanla hasar görmesine yol açıyor. Bu hasarın bir sonucu olarak merkezi görme bulanıklaşıyor ve bireyler okuma, yüz tanıma veya kart oyunları gibi günlük görevlerde zorlanıyor. Ancak Science Corporation’ın geliştirdiği implant, denemelere katılan bazı kişilerin artık yasal olarak görme engelli sayılmalarına rağmen kitap okuyabilmelerine, yüz tanıyabilmelerine ve bulmaca çözebilmelerine olanak tanıdı.
Yeni Nesil Bir Çözüm: Prima İmplantı
Araştırmacılar, bu implant teknolojisinin bugüne dek elde edilen diğer gelişmelerden çok daha ileride olduğunu belirtiyor. Araştırmacı, şirketini kurduktan kısa süre sonra, görme teknolojileri konusunda öncü bir firma olan Pixium Vision’dan ( Görme kaybı yaşayan bireyler için biyonik göz teknolojileri geliştiren bir medikal teknoloji şirketidir. ) Prima teknolojisini devralarak geliştirme çalışmalarına yöneldi.
“Prima” adı verilen bu implant, retinanın altına yerleştirilen yalnızca 2 mm boyutunda, kare şeklinde küçük bir çipten oluşuyor. Uygulama süresi yaklaşık 80 dakika olan cerrahi bir işlemle retinaya yerleştiriliyor. İmplantla beraber kullanılan, üzerinde özel bir kamera bulunan gözlükler ise dış dünyadan gelen görsel bilgileri yakalıyor ve bunları kızılötesi ışık desenleri olarak çipe iletiyor. Çip, bu kızılötesi ışık desenlerini elektrik sinyallerine dönüştürüyor ve bu sinyalleri beyne iletiyor. Beyin, bu sinyalleri yorumlayarak doğal görme sürecine yakın bir deneyim yaratıyor.
Prima implantının önceki teknolojilerden farklı olarak “şekil görüşünü” sağlayabildiği belirtiliyor. Yani kullanıcılar, nesnelerin şekillerini ve desenlerini algılayabiliyor; bu özellik sayesinde yüz tanıma ve okuma gibi işlevleri yerine getirebiliyor. Ancak, kullanıcılar implant aracılığıyla yalnızca sınırlı bir sarımsı görüntü elde ediyor; renkli görme şu an için mümkün değil. Buna rağmen, araştırmacılar implantın sağladığı görsel netliğin, geçmişte geliştirilen diğer görme teknolojilerinden çok daha ileri seviyede olduğunu ifade ediyor.
Araştırmalarda İlerleme Kaydedildi
Science Corporation’ın bu yeni teknolojisi, özellikle yaşa bağlı makula dejenerasyonu gibi görme kaybına yol açan göz hastalıklarına karşı önemli bir çözüm sunuyor. Dünya genelinde milyonlarca insanın karşılaştığı makula dejenerasyonu, merkezi görme kaybına neden olarak kişilerin bağımsız yaşam kalitelerini düşürmekte. Bu tür sorunları olan bireylerin, Prima gibi ileri düzey implantlarla günlük yaşamda daha fazla bağımsızlık kazanmaları amaçlanıyor.
İlk deneysel çalışmaya yaşları 60 ve üzeri olan 38 kişi katıldı; bu kişilerin çoğu bir yıllık takip sürecinin sonunda, daha önce göremedikleri kadar net bir şekilde harfleri ayırt edebildi. Görme keskinliğinde ciddi bir ilerleme kaydedilen katılımcılar, testlerin başında 20/450 görme keskinliğine sahipken, bir yılın sonunda ortalama olarak 20/160 seviyesine yükseldiler. Bazı katılımcılar, çipte yer alan yakınlaştırma özelliğini kullanarak görme keskinliğini 20/63 seviyesine kadar çıkarabildi. Ancak, çalışmaya katılan 38 kişiden beşi, bir yıllık süreç sonunda herhangi bir gelişme kaydedemedi.
Uzmanlar, bu gelişmenin retinal protez teknolojisi için ileriye doğru atılmış önemli bir adım olduğunu belirtiyor. Retinal implantların yıllar süren denemelerinde çoğunlukla insanların görme alanında fosfen adı verilen ışık noktaları üretilmişti. Ancak bu noktalar, insan yüzlerini ya da nesneleri net bir şekilde algılamaktan uzaktı. Örneğin, önceki yıllarda geliştirilen Argus II adı verilen bir retinal implant, görme engelli bireylere sadece sınırlı bir görüş sağlayabiliyordu. Bu implant, yurt dışında satışa sunulmuş olsa da, üretici firma finansal zorluklar nedeniyle 2020 yılında üretimi durdurdu.
Görme Kaybında Yeni Bir Umut Işığı
Bu tür ileri teknolojilerin, dünya genelinde yaşlanma kaynaklı merkezi görme kaybı yaşayan bireyler için bir umut kaynağı olabileceği düşünülüyor. Science Corporation’ın çalışmaları, merkezi görüşü yeniden kazandırmanın yanı sıra görme engelli bireylerin sosyal yaşama katılımlarını ve bağımsızlıklarını artırmayı hedefliyor. Bu implant teknolojisinin gelişmesiyle birlikte, ileri yaşta görme kaybı yaşayan bireyler için hayatın her alanında daha fazla fırsat yaratılması mümkün olacak.
Etiketlendi:
- bilim
Ne düşünüyorsunuz?
Fikrini bilmek güzel. Yorum bırakın.