Kilo Vermek İçin Kalori Azaltmanın Etkili Yolları !
Kilo vermek, daha az yemek ya da daha fazla hareket etmek gerektiği herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Ancak, bu süreçte ne kadar kalori kısıtlaması yapmanız gerektiği çoğu zaman net bir şekilde bilinmemektedir. Aslında, düşündüğünüzden daha az kalori kısıtlamasıyla bile kilo vermeniz mümkündür.
Kilo vermeye başlamadan önce, vücudunuzun ne kadar kaloriye ihtiyacı olduğunu bilmek önemlidir. Bu da, günlük toplam enerji harcamanızın (TDEE) hesaplanmasıyla mümkündür. TDEE, vücudunuzun dinlenirken bile hayatta kalabilmesi için ihtiyaç duyduğu enerji miktarını belirten bazal metabolizma hızınız (BMR) ile günlük fiziksel aktivite seviyenizin birleşimidir. Günlük kalori ihtiyacınızı öğrenmek için internet üzerindeki hesaplayıcılardan faydalanabilirsiniz.
Günlük kalori alımınızı 500 ile 1.000 kalori arasında kısıtladığınızda, haftada yaklaşık 0,45 kg (bir pound) kadar kilo kaybı yaşayabilirsiniz. Ancak yapılan araştırmalar, kalori alımını fazla kısıtlamadan, günde sadece 100 ile 200 kalori arasında yapılan küçük değişikliklerin daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir kilo kaybı sağladığını ortaya koymaktadır. Kısa vadede fazla kalori kesmeden çok büyük kilo kayıpları görülmeyebilir, fakat küçük değişiklikler uzun vadede daha sürdürülebilir ve daha etkili olabilir.
Kalori Kısıtlamasının Hormonlar Üzerindeki Etkisi
Kalori alımını azalttığınızda, vücudunuzun bazal metabolizma hızı (BMR) genellikle düşer. Bu duruma “adaptif termogenez” denir ve vücudun, enerji tasarrufu yaparak, açlık durumunda daha az kalori harcamasını sağlar. Bu süreç, kilo kaybının bir noktada durmasına neden olabilir.
Kalori kısıtlaması metabolizmanızı ve iştahınızı etkileyen bazı hormonel değişikliklere yol açabilir. Örneğin, metabolizma hızınızı düzenleyen tiroid hormonları azalabilir ve bu da metabolizma hızınızın düşmesine neden olabilir. Aynı zamanda leptin hormonunun seviyeleri de düşer. Leptin, beynimize doygunluk sinyalleri gönderir ve seviyelerinin düşmesi daha fazla yemek yeme isteği uyandırabilir. Bunun yanı sıra, kalori alımını azaltmakla birlikte, “açlık hormonu” olarak bilinen ghrelin seviyeleri de artar. Ghrelin, beyne yemek yeme isteği gönderir ve açlık hissini artırır.
İnsülin, kan şekerini düzenlerken aynı zamanda yağ depolanmasını da kontrol eder. Ancak, kalori alımını azalttığınızda insülin seviyeniz de düşer ve bu durum metabolizmanızı olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, stres hormonu olan kortizol seviyesi de artabilir. Bu da, özellikle büyük kalori açığı yaratıldığında kas kaybına yol açabilir ve vücudunuzun yağ depolama sürecini hızlandırabilir.
Yemek yediğimizde bizi tok tutan peptide YY ve kolesistokinin gibi hormonlar da kalori alımı azaldıkça düşebilir. Bu da daha fazla açlık hissetmenize yol açabilir.
Ancak, bu hormonel değişikliklerle başa çıkmak ve kilo vermeye devam edebilmek için bazı stratejiler uygulanabilir.
Kilo Vermek İçin Etkili Stratejiler
Kas kütlesini korumak, kilo kaybını engelleyen hormonel değişikliklerle mücadele etmek açısından önemlidir. Çünkü kas dokusu, yağ dokusuna göre dinlenme halinde bile daha fazla kalori yakar. Bu da metabolizma hızınızı dengelemenize yardımcı olabilir.
Yavaş kalori kısıtlaması (günde 200-300 kalori) ve besin değeri yüksek gıdalar (özellikle protein ve lif açısından zengin olanlar) tüketmek, metabolizma ve iştah düzenleyici hormonlar üzerinde olumlu etkiler yaratabilir. Aynı zamanda düzenli öğünler yemek de bu hormonel değişikliklerle başa çıkmaya yardımcı olabilir.
Eğer her gün kalori takibi yapmak istemiyorsanız, günlük kalori alımınızı azaltmaya yardımcı olacak bazı basit stratejiler şunlardır:
1.Porsiyon Kontrolü: Porsiyon boyutlarını küçültmek, kalori alımını doğrudan azaltmanın etkili bir yoludur. Küçük tabaklar kullanarak ya da porsiyon büyüklüklerini ölçerek kalori alımını kontrol edebilirsiniz.
2.Sağlıklı Değişiklikler: Yüksek kalorili yiyeceklerin yerine daha düşük kalorili alternatifler seçmek, kendinizi kısıtlanmış hissetmeden kalori alımınızı azaltabilir. Örneğin, şekerli atıştırmalıklar yerine meyve tüketebilir, sodayı suyla değiştirebilirsiniz.
3.Bilinçli Yeme: Bilinçli yeme, açlık ve doygunluk sinyallerine dikkat etmek, yavaş yemek yemek ve yemek sırasında dikkat dağılmalarından kaçınmak anlamına gelir. Bu yöntem, aşırı yemenin önüne geçerek yediğiniz miktarı daha iyi kontrol etmenize yardımcı olur.
4.Su İçme: Öğünlerinizle birlikte su içmek, doygunluk hissini artırabilir ve yemek miktarını azaltabilir. Ayrıca, şekerli içecekler yerine su içmek, şekerden gelen kalori alımını önemli ölçüde azaltır.
5.Aralıklı Oruç: Yemek zamanlarını belirli bir zaman dilimiyle sınırlamak, kalori alımını azaltabilir ve metabolizma üzerinde olumlu etkiler yaratabilir. Aralıklı oruç yapabileceğiniz farklı türler vardır. En yaygın olanı, yemek zamanlarını sadece öğle saat 12 ile akşam 8 arasında sınırlamaktır. Bu tür bir yaklaşım, gece geç saatlerde yapılan atıştırmalıkları engellemeye yardımcı olabilir.
Uzun vadeli kilo kaybı için davranış değişiklikleri büyük önem taşır. Düzenli fiziksel aktivite yapmak, bilinçli yeme alışkanlıkları geliştirmek ve kilo ile gıda alımını periyodik olarak izlemek, başarılı bir kilo kaybı stratejisinin temel unsurlarını oluşturur. Ayrıca, kilo kaybını sürdürmeye yardımcı olacak bir destek sistemi kurmak da bu sürecin önemli bir parçasıdır.
Aşırı kilolu veya obez olan kişilerde, %5-10’luk bir kilo kaybı bile metabolik sağlıkta önemli iyileşmelere yol açabilir ve kronik hastalık risklerini azaltabilir. Ancak kilo vermek zor bir süreçtir, özellikle vücudun bu durumu engellemek için yaptığı uyumlar göz önüne alındığında.
Neyse ki, küçük ama sürdürülebilir değişikliklerle yapılan yavaş kilo kaybı, daha sert yaşam tarzı değişikliklerine göre uzun vadede daha etkili sonuçlar verebilir.
Ne düşünüyorsunuz?
Fikrini bilmek güzel. Yorum bırakın.